Gıda krizi kapıda!

Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerini değerlendirerek önemli uyarılarda bulundu. Kuraklığın gıda arzını etkileyeceğine işaret eden Selçuk, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2022 yılı aralık ayı sıcaklık ortalaması normaline göre 3,2 santigrat derece artış göstererek 8 santigrat derece seviyelerine ulaştı. Bu sıcaklık değeri 52 yıllık aralık ayı ortalamalarının en yükseği olarak ölçüldü. Yine bölgeler bazında da sıcaklık değerleri oldukça fazla gerçekleşti. Antalya ilinde aralık ayında maksimum sıcaklık ortalaması 92 yıl sonra rekor kırarak 19,1 santigrat dereceye ulaştı. Aralık ayından sonra ocak ayında da normallerin üzerinde devam eden hava sıcaklıkları özellikle meyve ağaçlarında fenolojik gelişmenin zamanından önce olmasına neden olacak. Bu durum sonraki aylarda meydana gelebilecek don afetiyle, ülkemizin katma değeri yüksek önemli ihraç ürünlerinden olan fındık, kayısı, üzüm, erik, kiraz ve badem gibi ürünlerde zarara sebep olabilir.

Arka arkaya 3 yıldır sonbahar yağışlarının normallerin altında gerçekleşmesi ve bu yıl sezonun başından itibaren ülke genelinde beklenen yağışların gelmemesi sonucu meteorolojik ve tarımsal kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklık da yaşanabilir. Önceki yıllarda hidrolojik kuraklık sonucu göller ve akarsularda kurumalar görülmüş, barajlarda su seviyeleri azalmış, yeraltı su seviyeleri gerilemiş, içme suyu konusunda dahi endişeler yaşanmıştı. Uzmanlar bugünlerde de gelecek tehlikeyi işaret ediyorlar. Göllerde kurumaların olduğu, baraj seviyelerinin düştüğüne yönelik haberler sürekli artıyor” dedi.

BİRÇOK ÜRÜNDE VERİM KAYBI YAŞANABİLİR

Selçuk açıklamalarında “Yeterli sulama yapılamaması durumunda birçok üründe verim kaybı yaşanabilir. Su yetersizliği ürün tercihlerini de etkileyecek, üretici daha az su isteyen ürünlere yönelecektir. Üretim düşüklüğü gıda arzının gerilemesine neden olacak ve neticede ise yaşanan bu olumsuz durum tüketici fiyatlarına olumsuz yansıyacaktır.

Hidrolojik kuraklık sonucu sulu tarım alanları da riske girebilir. Çiftçilerimiz yağışın olmaması ve barajların su seviyesinin düşük olması nedeniyle hangi ürünü ekeceği konusunda kararsız kalıyor. Önümüzdeki aylarda yağışların yetersiz olması ve sulamanın yeterli düzeyde yapılamamasıyla mısır, pamuk, şekerpancarı gibi çok su isteyen ürünlerde de sorun yaşanabilir.

Kuraklık diğer doğal afetlerde olduğu gibi küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliğiyle gelişen bir durumdur. Uzmanlar sorunun köklü çözümü için alınan tedbirlerin kısa ve orta dönemde yarar getirmeyeceğini de ifade ediyor. Bu nedenle kuraklık riskini yönetebilmeli, en az zararla bu afetten çıkmanın yollarını bulmalıyız. Gerek tarım, gerek sanayi sektörleri ve gerekse evde tüketilen suyun tasarruflu olarak kullanılmasını sağlayacak önlemler alınmalıdır.

Bu bağlamda, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, 2020-2021 sezonu öncesinde iklim değişikliği ve kuraklığın ciddi bir boyutta kapımızı çaldığını 2020’nin aralık ayında geniş bir raporla kamuoyuna duyurmuştuk. Ülkemizin Akdeniz çanağında iklim değişikliği sonuçlarından en fazla zarar görecek ülkelerden biri olduğunu, bu konuda tedbir alınması gerektiğini belirtmiştik. Yaşanan önemli boyuttaki kuraklıktan zarar gören üreticilerimizin kaybolan gelirlerinin telafi edilmesini istemiştik. Neticede kuraklıktan zarar gören üreticilerimize gerekli destekler sağlanmıştı. Bugün yine bu uyarıları yapıyoruz ve acilen alınması gereken tedbirler olduğunu vurguluyoruz.

2022-2023 tarımsal üretim döneminin; verimli geçmesi için yağış almayan tüm bölgelerimizde en kısa zamanda yeterli yağışın alınarak, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı, kalite ve rekoltenin düşmediği bir yıl olarak tamamlanmasını temenni ediyorum.” İfadelerine yer verdi.