SDÜ Hastanesi Üroloji Kliniği, Thulium fiber lazer ile hastalara dünyadaki en son cerrahi tedavi yöntemi ile hizmet veriyor. Bu yöntem ile hastalar, aynı taş hastalığında olduğu gibi artık prostatları ne kadar büyük olursa olsun vücut bütünlüklerini bozmayan, yara oluşturmadan doğal yollardan, 1-2 gün içinde sondaları çekilerek konforlu bir şekilde tedavi olabiliyorlar.

SDÜ Hastanesi Başhekimi ve Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Taylan Oksay, normalde 20 gr. olması gereken prostatı 300 gr.’a kadar büyümüş, ileri yaşlı ve kalp rahatsızlıkları olan bir hastayı, ‘prostat enükleasyon’ yöntemiyle kapalı şekilde ameliyat ettiklerini belirtti. Prof.Dr. Oksay, “Dün ameliyatı olan hastamızı muhtemelen yarın taburcu edeceğiz. Eski zaman olsa hastaya açık prostatektomi uygulamak gerekmekteydi ve böyle bir hasta için kanama gibi sıkıntılar nedeniyle riskli bir operasyon olacaktı” dedi.

Ameliyat ile ilgili bilgi veren Prof.Dr. Taylan Oksay, şunları aktardı;

BPH (İyi huylu Prostat Büyümesi) 40 yaşın öncesinde çok nadiren kişide sıkıntıya neden olur. Ancak 60’lı yaşlarda erkeklerin yarısından fazlasında, 70’li yaşlarda ise %90’ında BPH nedeniyle belirtiler kişilerin günlük yaşamını ve yaşam kalitesini etkilemektedir. İdrar kanalını saran prostat bezindeki yaşla birlikte büyür ve bu büyüme idrar kanalına baskı yaparak idrar kanalında tıkanmaya ve idrarın rahat atılamamasına neden olmaktadır. Bu nedenle zamanla mesane kasında zorlanmaya bağlı olarak kalınlaşma ve hassaslaşma, en ufak bir uyarıda aşırı hisle tepki verme, başlamaktadır. Bu da mesanede bir miktar idrar birikse bile işeme hissi ile kendisini göstermeye başlar. Zamanla mesane kası yorulur, güçsüzleşir ve idrarın tam olarak boşaltılamaması ile idrar kesesinde (mesanede) idrar kalmaya başlar. Eğer tedavi edilmezse ileri dönemde böbrekleri etkileyerek böbrek yetmezliğine dahi sebep olabilmektedir.

BPH olan hastalarımızı hafif şikayetleri olduğunda öncelikle ilaçlar ile tedavi ederken, bu seviyeyi geçen ağır vakalarda cerrahi tedavi gerekmektedir. Yıllardır uygulanan klasik cerrahi yöntemimiz TUR prostat dediğimiz yöntemde prostat parçalar halinde içten dışa kazınarak yapılmaktaydı. Bu nedenle kapsüle yakın dış kısımda kalan prostat dokuları hastalarımızda tekrara neden olmaktaydı. Bu yeni yöntemde ise kapsül ile prostat dokusu arasına girerek tüm prostatı idrar kesesine bütün olarak atıp, daha sonra morselatör dediğimiz cihaz ile dışarıya almaktayız. Tüm kapsül dışında tüm prostatı alabildiğimiz için hastalarımızda açık prostattaki gibi tekrar ameliyat gerekliliği çok az olmakta ve sonuçlar daha yüz güldürücü olmaktadır.

Yine 80 gr dan daha büyük prostatlarda TUR yöntemi yetersiz kalmaktadır ve açık ameliyat önerilmekteydi. Bu cerrahide hastalarda ameliyat sonrası kanama fazla olmakta ve sondaları yaklaşık 1 hafta hastada takılı kalmaktaydı. Oysa prostat lazer enükleasyon (ThuFLEP) yönteminde prostatın büyüklüğünün önemi yoktur. Özellikle büyük prostatlar için çok daha başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir ve hastalar 2 gün içinde sondaları çekilip taburcu edilebilmektedir.

Dolayısıyla bu yöntemle etkin, yani hastalarımız en kısa sürede eski idrar yapma yeteneklerine kavuşabilmekte ve kalıcı yani hastalarımızın tekrar ameliyat olmasına gerek bırakmayacak bir şekilde tedavi edebilmekteyiz. 10 yıllık tecrübem bu cerrahiyi yaptığımız hastaların TUR’ a göre şikayetlerinin daha fazla düzeldiği, idrarlarını daha kuvvetli yapabildikleri ve memnuniyetlerinin yüksek olduğu şeklinde. Günümüzde prostatın cerrahi tedavisinde altın standart tedavi olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

SDÜ Üroloji kliniğinde proje kapsamında aldığımız Thulium fiber lazer ile hastalarımıza dünyadaki en son cerrahi tedavi yöntemi ile hizmet vermekteyiz”

76 yaşındaki Mehmet Dereli isimli hasta yapılan işlemden ve aldığı tedaviden son derece memnun olduğunu söyleyerek tedavi sonrasında çok konforlu bir şekilde yaşantısına döndüğünü anlattı. Tedavi sonrası kısa sürede taburculuğu planlanan Dereli, tüm ekibe ve hastane çalışanlarına teşekkürlerini dile getirdi.