petshop
xslot giriş trbet giriş tarafbet giriş orisbet giriş betturkey giriş betpublic giriş bahiscom giriş betebet giriş betlike giriş mariobet giriş betist giriş 1xbet giriş trendbet giriş istanbulbahis giriş zbahis giriş royalbet giriş betwild giriş alobet giriş aspercasino giriş trwin giriş betonred giriş bizbet giriş
bahis siteleri casino siteleri

Rüzgâr Gibi Geçti

ISPARTA 30.04.2022 - 11:51, Güncelleme: 30.04.2022 - 11:51
 

Rüzgâr Gibi Geçti

Rüzgâr Gibi Geçti
Bu, 29 Nisan 2021 Perşembe tarihinde, henüz 40 yaşında iken Rahmetˈi Rahmânˈa kavuşan Soner Torosˈun ilham veren, iz bırakan ve etki yaratan hayatının hikâyesidir. Kısa yaşamının her kesiti fayda ve başarılarla dolu Torosˈun hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.                                                                                                                                                                           Muhsin TUFAN   Soner Torosˈun ˈˈDertleriˈˈ vardı: İnsana, ˈTabiat Anaˈyaˈ ve Ispartaˈya fayda, katma değer üretmek, etki yaratmak. Bunun için de her daim çok ˈMerakˈ etti; ˈHakikatˈ peşinde koştu. Hep ˈÖnermeˈde bulundu. ˈˈÇok soran ˈBilgeˈlik yolundadır…ˈˈ Soner Toros, merak etmesi ve her daim hakikat peşinde koşması ışığında çok soru yöneltti. Soner Toros, kısacık hayatı boyunca her daim ˈÇok İyi Fikirˈ aradı. Çoğunu da buldu. KISA ÖMRÜNDE HER DAİM ˈˈBİRLEŞTİRİCİˈˈ OLDU Ebedi istirahatgâhına uğurlandığı son veda törenlerinde de tanık olunduğu üzere Soner Toros, her daim ˈˈbirleştiriciˈˈ ve ˈˈbütünleştiriciˈˈ oldu. İyilik, güzellik, fayda, kapsayıcılık, sosyal sorumluluk, katma değer ve etki yaratmak için güçler arasında hep ˈˈdengeˈˈ ve ˈˈahenkˈˈ unsuru olacak şekilde hareket etti. Sadece Basın değil Kamu ve Yerel Yönetimler ilâ Mesleki ve Teknik Örgütler, Sivil Toplum Kuruluşları arasında iz bırakan ˈˈKöprüˈˈ işlevi gördü. GÜÇLÜ ˈˈİKNAˈˈ EDİCİ YÖNÜ VARDI, ˈˈBİLGİˈˈYE ÇOK İNANIRDI 21ˈnci yüzyılın en güçlü enstrümanının ˈˈbilgiˈˈ olduğunu savunurdu. ˈˈİknaˈˈ edici özelliği çok güçlü idi. ˈˈYenilikçi ve taze fikirlereˈˈ her zaman açıktı. ˈˈGirişimciydi.ˈˈ  ˈˈRiskˈˈ alırdı. ˈˈİnisiyatifˈˈ kullanırdı.  Hayatı boyunca hep ˈˈfaydalıˈˈ olmaya çalıştı. ˈˈİyilikseverˈˈ idi. Yüzlerce kişinin; binlerce aile üyesinin ˈˈhayatına verimli dokunuşlarˈˈ yapardı. Bu özelliğini de çok yakınında olanlar dışında kimse bilmezdi; zira hiç anlatmazdı. ˈˈBAL İSTEYENE ARININ İĞNESİ DERT DEĞİLˈˈ Dünyaˈnın dört bir köşesinde çok seveni vardı. Çıkar çatışması nedeniyle sevmeyenleri de zaman zaman ortaya çıkardı. Ama Soner Toros öfke, nefret ve kin duygusuna esir düşmezdi. Düşmanlık ve kötülük ile vakit kaybetmez; inandığı doğrular ve değerler yolunda yürümeye devam ederdi. Zira ˈkin, öfke ve nefret gibi çok sert ve yoğun duyguların kalbe ağır bir yük olduğunu bilir ve bu felsefeye inanırdı.ˈ Bâkîˈnin (1526-1600) de yazdığı gibi ˈˈBal isteyene arının iğnesi dert değil.ˈˈ Soner Torosˈun her daim ˈˈdertleriˈˈ vardı. Zaten ˈˈdertleriˈˈ olmayan insan başkasına, yaşadığı çevre ve topluma ne verebilir ki?... SON ESERİ ARI-DURU, SAF, ˈˈ% 100 DOĞAL GÜL SUYUˈˈ PROJESİ OLDU Elbette bir eserin ya da projenin inşası; hayata geçirilmesi salt tek bir kişiye indirgenemez. Ortaya çıkan eserin perde arkasında sayısız insanın bilgisi, fikri, emeği ve alın teri vardır. Bu yadsınamaz arı-duru bir gerçektir.  Ama Soner Toros, en son arı-duru, saf ˈˈyüzde 100 Doğal Gül Suyuˈˈ Projesiˈne çok emek vermişti. Hikâyesi de on yıllar öncesine dayanır. Biz AKDENİZ Gazetesiˈnde belki de yüzlerce kez manşet yazmıştık. Bakın bugün ne oldu? Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) ve Isparta Ticaret ve Sanayi Odasıˈnın (ITSO) koordinasyonunda bu hayati proje başarıya ulaştı. ˈˈGÜL VE LAVANTA TURİZMİˈˈ, ˈˈSAKURA BAYRAMIˈˈ, ˈˈISPARTAˈNIN MİRAS ESERLERİˈˈ Ben Muhsin Tufan… Siz değerli okuyuculara 1998 yılından bugüne birlikte çalıştığım; birbirimizin ˈˈkader sapağındaˈˈ sayısız kez yolu kesişen Soner Torosˈu anlatmaya çalışacağım. O Isparta için Davraz Dağı değerinde idi; Eğirdir Gölü… Yokluğu, boşluğu, ˈˈHiçˈˈliği artık doldurulamaz. O Isparta için Rosa Damescana (Yağ Gülü) idi. Lavanta, Zambak bahçeleri... Itrî-Tıbbi ve Aromatik Bitkileri… Kalkınma, gelişme, ilerleme... ˈˈTeşvik Sistemiˈnde haksızlık yapıldığı ân, ˈˈmaç oynanırken kural değiştirildiˈˈ diye isyan edendi O… Dilekˈin (Ateş Toros) sonsuza değin sevgilisi, Kavinˈin ˈˈcanım babamˈˈı idi. Şimdi yok. Boşluğu doldurulamaz.                 Yûnus Emreˈnin (1240- 1320) dediği gibi Soner Toros ˈGök Ekinˈoldu;                 ˈˈBu dünyada bir nesneye                 Yanar içim göynür özüm                 Yiğit iken ölenlere                 Gök ekini biçmiş gibiˈˈ SONER TOROS ˈˈGÖNÜL KIRMAMAYAˈˈ ÖZEN GÖSTERİRDİ Soner Toros, güleç bir insandı. Yüzü gül, gönlü gülşen… Aklı, kalbi paktı. Gönül kırmamaya çok özen gösterirdi. İletişimde çok itinalı idi… Yûnus Emreˈnin felsefesine inanırdı;                 ˈˈGönül Çalab'ın tahtı                Çalab gönüle bahtı                 İki cihan bedbahtı                 Kim gönül yıkar iseˈˈ   SONER TOROSˈUN ISPARTAˈYA SAĞLADIĞI KATMA DEĞERLER Soner Torosˈun kader sapağı hiç kuşku yok ki 1998 yılında Akdeniz Gazetesiˈne, Ticaret Lisesi tarafından ˈStajyer Öğrenciˈ olarak gönderilmesi ile başlamıştı. Torosˈun bu denli başarılı olmasında ve sevilmesinde ˈbilgi ve zekâsı, çalışkanlığı, güçlükler karşısında hep direnç göstermesiˈ kadar dertleri, önermeleri ve fikir üretme çabası vardı. Ayrıca kader sapağında buluştuğu kişi ve kurumlar da çok belirleyici bir role sahipti. Bu başarı hikâyesinin en başına kişi ve kurumların ismi yazılır. O dönemin Akdeniz Gazetesi çok önemlidir Akdeniz Gazetesi bize sınırsız imkânı seferber etmiş ve dahası editoryal özgürlük ve bağımsızlık vermişti. Bu kusursuz imkânlara bilgi ve azimde eklenince Soner Toros gibi bir başarı hikâyesi çıktı. Soner Toros üzerinde hem sahada deneyim aktarımı hem uygulamada bilgi ve bilim yükleme görevini çok sevgili ve değerli Akademisyen Hacı Zafer Çağlar üstlenmişti. Hacı Zafer Çağlarˈın Akdeniz Gazetesiˈnde üst düzey görevleri vardı. Biz ona bağlı olarak çalışırdık. Bilgi ve deneyimlerini bize aktarır; yol gösterirdi. Ayrıca sevgili Zafer Abi aynı zamanda Süleyman Demirel Üniversitesiˈnde (SDÜ) ˈAkademisyenˈ idi. Soner Toros aynı zamanda SDÜˈde; Zafer Abiˈnin öğrencisi idi. Soner Toros üzerinde emeği olan bir başka Üstatˈda Ali İhsan Çaltı idi. -O da kısa bir süre önce hayata gözlerini kapatmıştı.- Sevgili ve çok değerli Üstat Ali İhsan Çaltı bize ˈˈMuhabirˈˈlikte ˈˈdertliˈˈ olmayı öğretti: ˈˈÇocuklarˈˈ derdi ˈˈKonuya, olaya, olguya sadece haber-röportaj olarak bakmayın. Bir derdiniz olsun.ˈˈ İşte bizim derdimiz de ˈˈIspartaˈˈ olmuştu. ISPARTA ˈˈBASIN TARİHİˈˈNDE DEVRİM PROJELERİ 1990ˈlu yılların sonunda yerel gazeteler ˈtek yaprak/dört sayfaˈdan ibaretti. Siyah-beyaz yayın yapılırdı. Çelik, bu döngüyü kıran devrimcidir. Zira her türlü maddi olanakları seferber etti. Isparta Basın Tarihiˈne ˈˈDevrimˈˈ olarak kayıt edilen eserlere imza atılmıştı. Önce sayfa sayısı artırıldı. 24 sayfaya kadar yükseltildi. Ispartaˈda yerel bir gazete olan Akdeniz, Hürriyet, Sabah, Milliyet kalitesinde bir yayın organına dönüşmüştü. Renkli yayına başlandı -Ki bunları Isparta Basın Tarihiˈnde ilkleri teşkil ediyordu.- Ardından ˈˈEKˈˈ çıkarmaya başlandı. Lütfen düşünün Hürriyet Pazar, Hürriyet Kelebek, Sabah Günaydın gibi… ˈˈELMAˈˈ, ˈˈÇİKOLATAˈˈ, ˈˈPUSULAˈˈ, ˈˈSIRA DIŞI RÖPORTAJLARˈˈ  ˈ90ˈların sonu; 2000ˈli yılların başlangıcında; Ispartaˈda ˈçok sayfalı ve renkli gazeteˈ yayınlamanın yanı sıra  ˈEKˈ veriliyor. İlk eserin ismi ˈElmaˈ idi… Söyleşi, röportaj, yazı dizisi, grafik, infografik yayımlanıyordu. İlerleyen süreci ˈÇikolataˈ isimli bir  ˈEKˈ  izledi. Bunu ˈSıra Dışı Röportajlarˈ EK dizisi takip etti. ŞU AN ISPARTAˈNIN GÖZ ALICI DESTİNASYONU OLAN ˈGÜL TURİZMİˈ DOĞUŞUNUN ÖYKÜSÜ Yayıncılık hikâyesinin ˈAmiral Gemiˈsi  Akdeniz Gazetesi idi ama Elma, Çikolata, ˈFikir Enstitüsüˈˈ gibi değerler üretiyordu. En can alıcı örnek: Gül Turizmi ˈˈGül Turizmiˈˈ ve ardınca gelen ˈˈLavanta ve Zambak Turizmiˈˈ Elma, Çikolata ve Yeni Ün Dergisiˈnin yayınlarından doğdu. Gül Turizmiˈnde Soner Torosˈun çok emeği var. Şöyle ki: İlk fikir Ahmet Kabalak ve Uğur Büyükçulcuˈya aittir. Ahmet Kabalak şu an Isparta Ticaret ve Sanayi Odasıˈnda (ITSO) üst düzey yönetici Uğur Büyükçulcu da Isparta Belediye Başkan Yardımcısı Bu iki kuzen aynı zamanda sanayici… O yıllarda dış Pazar araştırmaları ve bilgi/kültür seyahatleri bağlamında Dünyaˈnın dört bir köşesine gidiyorlar. Japonya ve Bulgaristan seyahatlerinde Gül Etkinlikleri görüyorlar. Hemen Japonyaˈdaki Türk Büyükelçiliği ile iletişime geçip Gül Faaliyetlerinin tüm hikâyesini öğreniyorlar. Kabalak ve Büyükçulcu, Ispartaˈya döndüklerinde ˈGül Turizmiˈni bize anlattı. Biz de ˈAkdeniz Gazetesiˈnde  ve diğer mecralarda yayınlamaya, toplumu bilgilendirmeye, fikir ve değer üretmeye başladık. Ahmet Kabalak ve Uğur Büyükçulcu sadece bilgi aktarmakla kalmadı. Japonyaˈda yayın yapan gezi-seyahat-turizm dergilerinin editörlerini, gazete muhabirlerini ve tematik haber kanalı temsilcilerini kendi imkânları ile ˈGül Mevsimiˈnde Ispartaˈya getirdiler. Konaklamalarını, gezilerini sair her türlü ihtiyaçlarını kendileri karşıladılar. Biz bu süreçlerin tamamında onlarla kontak hâlinde kalıp hep haber yaptık. Röportaj yayınladık. Yazı dizileri hazırladık. İzleyen yıl, küçük bir rakamla da olsa Isparta için ˈˈGül Turizmiˈˈ başlamıştı. Ve ardından devreye kurumlar girdi: Isparta Valiliği ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA)… Desteklediler. Geliştirdiler. Yatırım yaptılar. Ve bugün ˈKüresel Gül Turizmiˈ Markası doğdu. Lavanta için de benzer bir hikâye var SAKURA (Kiraz Çiçeği) Bayramı için de benzer bir hikâye var. SONER TOROS YENİLİKÇİ İDİ, HER ZAMAN FİKİR ÜRETMEYE ÇALIŞIRDI Soner Toros tek kelime ile hiperaktif idi. Gazetede muhabirlik yaparken aynı zamanda Süleyman Demirel Üniversitesiˈnde (SDÜ) akademik eğitim alıyordu. Aynı zamanda Isparta Ticaret Borsasıˈnda (ITB) ˈDanışmanˈ olarak çalışıyordu. Ispartaˈda ˈtarladan sofrayaˈ tüm zincirin adil paylaşım alması için emek ve çaba gösteriyordu. Çiftçinin alın terinin hak ettiği şekilde ve zamanında, en doğru bir biçimde alması için çalışıyordu. Verimli toprakların miras yolu ile bölünmesi sorununa kafa yoruyordu. Arazi toplulaştırması konusunda etkin yayınlar hazırlıyordu. Eğitim, sağlık ve yaşam koşulları konforu yoksunluğu nedeniyle kırsaldan kente göçün önemli bir sorun olduğunu düşünüyordu. Çözüm için politik kurumlar ile kontak hâlinde kalıyordu.   FELSEFE: ˈISPARTA MARKALARI KADAR ZENGİNDİRˈ Kurumlar ile iletişim her daim çok sağlıklı idi Soner Torosˈun. Ispartaˈya çok büyük hizmetleri olan Eyüp Avcularˈdan; Hasan Hüseyin Kaçıkoçˈa; Şükrü Başdeğirmenˈden Mustafa Tutarˈa değin tüm Başkanlar ile üst düzey iletişimi vardı. Verimli, faydalı, katma değeri yüksek ve taze fikirler içeren… -ˈˈIsparta Markaları Kadar Zengindirˈˈ üst başlığı ile endüstri haberleri yapılıyordu. Ispartaˈnın kalkınması, gelişmesi, ilerlemesi, müreffeh seviyeye erişmesi için bilgiye, katma değeri yüksek imalâtı savunuyordu. GELECEK: ˈˈISPARTAˈˈ Elbette her politik kurumun katkısı var. Kamu Yönetimiˈnin imzası var. Her Yerel Yönetimˈin; Mesleki ve Teknik Örgütlerin, Sivil Toplum Kuruluşlarının kapsayıcı bir rolü var. Elbette Vakıf ve Dernekler; Sendikalar emek ve değer verdi, etki sağladı. Elbette sayısız muhabir arkadaşımız kafa yordu. Ama Soner Torosˈun üzerinde titrediği alanlar/ yatırımlar şöyle idi:                 ▪Doğal Gülsuyu                 ▪Isparta Kara Havacılık Okulu                 ▪Dereboğazıˈnın ˈDuble Yolˈ hâline getirilmesi                 ▪Ispartaˈnın demiryolu ağı ile Akdenizˈe (Antalya Limanı ilâ Serbest Bölgeˈye) açılması                 ▪Süleyman Demirel Üniversitesiˈnin (SDÜ) bilimsel ve aydınlık yüzünün yerel, bölgesel, ulusal ve uluslarötesi ölçekte anlatılması                 ▪Gül Turizmi ▪Lavanta Turizmi                 ▪Zambak Turizmi                 ▪Sakura (Kiraz Çiçeği) Bayramı Turizmi                 ▪Davraz Kültür Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (Kış Sporları ve Kayak Merkezi)                 ▪İstanbul-Eskişehir-Kütahya-Afyonkarahisar-Isparta-Burdur-Antalya Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi                 ▪Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumuˈnun (UNESCO) Ispartaˈnın tarihi eserlerini ˈˈDünya Mirası Listesiˈˈne alması için sosyal kapsayıcılık ve etkili yayınların yapılması. HAYATTA HEP ˈDERTˈLERİNİZˈ OLSUN; ˈÖNERMEˈLERDE BULUNUN ÜN DERGİSİ, Haziran 1934- Aralık 1949 yılları arasında yayınlandı. O dönem Türkiyeˈnin üç dergisinden biri idi. 1 Kasım 1928ˈde hayata geçirilen Harf Devrimiˈne Ispartaˈnın uyum sağlaması ve aydınlanma-müreffeh uluslar seviyesine erişme felsefesi ile kurulmuştu. ÜN Dergisiˈne Faik Rıfkı Atay, Behçet Kemal, Hüseyin Namık Orhan gibi Türk Edebiyatıˈnın büyük isimleri de şiir ve makaleleri ile destek vermişlerdi. ÜN DERGİSİˈnin en özgün tarafı ˈˈFikir Enstitüsüˈˈ gibi çalışması idi. Kanıtları ortada: 1934 yılında, ˈˈIspartaˈda üniversite kurulsunˈˈ şeklinde fikir üretmişlerdi. 21 Şubat 1976ˈda Süleyman Demirel Üniversitesiˈnin (SDÜ) nüvesini oluşturan Isparta Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi (IDMMA) açıldı. ÜN DERGİSİ Ekolü 1970 yılında ˈTıp Fakültesi Derneğiˈ kuruyor. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Vardar bu ekibi İzmirˈe davet ediyor ve kayıtlara şu teklif yapıldığı geçiyor: ˈˈBiz Tıp Fakültesi açalım Ispartaˈda.ˈˈ İlerleyen süreçte Hacettepe Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. İhsan Doğramacı devreye giriyor; bir Heyet ile Ispartaˈya gelip ˈˈbiz açalımˈˈ teklifi yapıyor. Tarih 15 Nisan 1993. Isparta SDÜ genel şemsiyesi altında Tıp Fakültesi kuruluyor. ÜN DERGİSİ, 1935 yılında ˈDavraz Dağıˈna Kış Sporları için yatırım yapılsınˈ şeklinde fikir üretiyor.  -17 Şubat 1995ˈte bu fikir hayata geçirildi.  Yine o ekip ˈˈIsparta-Antalya karşılıklı erişimi sağlayacak olan Demiryolu Yatırımı yapılsın. ˈˈ diye yazıyor. Derginin kapağında dosya haber başlığı şöyle: ˈIsparta- Antalya Demiryolunun ehemmiyetiˈ Bugün Yüksek Nitelikli Hızlı Tren (YHT) çalışmaları devam ediyor. Yine o fikir üreten ekip Ispartaˈnın demiryolu ile Limanˈa ˈAkdenizˈ erişmesi gerektiğini yazıyor. ÜN Dergisi 172 sayı yayınlıyor ve hepsinde de benzer ˈfikirˈ ve ˈönermeˈler var. Itrî- Tıbbi ve Aromatik Bitkilerˈden Ispartaˈnın demiryolu ile Limanˈa açılmasına kadar kadar her hayatın her alanında… Gazeteci merhum İrfan Yardımcı ve Tarih Araştırmacısı-Yazar Ömer Uyar bize Ispartaˈnın kültürel mirası ÜN DERGİSİˈnin yaşatılması gerektiğini salık vermişti. Gazeteci-Yazar merhum Ali İhsan Çaltı da hep bize ˈˈhaber, röportaj, söyleşi, yazı dizisi, dosya, grafik, infografik, multimedya, belgesel, kısa film bir tarafa… Çocuklar sizin bir derdiniz olsunˈˈ demişti. İşte bu felsefeden yola çıkmıştık. Eylül 2012ˈde ÜN DERGİSİˈni yaşatmak; bu hazineyi; zengin kültürel mirası anlatmak gayesiyle bu yapıyı inşa etmeye başlamıştık. YENİ ÜN DERGİSİˈnin doğuş hikâyesi böyle idi.   SÖZÜN ÖZETİ SONER HEP ˈˈBİLGİˈˈ ÜRETİRDİ.  Bilginin gücüne inanırdı. ˈˈBilgi güçtürˈˈ felsefesine sıkı sıkıya bağlıydı. Soner Toros, politik kurumlarla iletişimden de güç ve ilham alarak Yeni Ün Dergisiˈni Kültür ve Turizm Bakanlığıˈna taşımayı başarmıştı. Zira Kültür ve Turizm Bakanlığı Ispartaˈda yayımlanan YENİ ÜN DERGİSİˈnin her sayısından 800 adet alarak Türkiye çapındaki kütüphanelere dağıtıyordu.  Bu, Isparta Basın Tarihiˈnde yazılmış olağanüstü bir başarı hikâyesi idi. Ve içinde her daim Soner Toros ve YENİ ÜN DERGİSİ vardı.   ˈÖMER UYAR İLE ISPARTA TARİHİˈ, ˈİZ BIRAKAN HAYATLARˈ, ˈISPARTAˈYA ADANAN ÖMÜRLERˈ Yeni Ün Dergisiˈnin en çok sevilen yönü Tarih Araştırmacısı-Yazar Ömer Uyarˈın eserlerinin yayını oldu. Çok başarılı, ilham veren, iz bırakan eserlerdi. Akdeniz Gazetesi, EK yayınlar, Yeni Ün Dergisi derken Soner Toros, televizyon röportajlarına da başlamıştı. Akademisyen Fatih Kurtˈun önderliğinde Şakir Hüseyin Aksöz ve Mehmet Erçakır ile birlikte  ˈBasın Kulübüˈ isimli bir televizyon programı projesine başlamıştı. Uzun yıllar televizyon yayıncılığı yaptı. Kurt, Aksöz, Erçakır ve Soner Toros, bu mecrada çok büyük başarı kaydetti. İz bırakan röportajlar yaptılar. SONER TOROS ˈDİJİTAL GAZETECİLİKˈ DÖNEMİNİN ÖNDERLERİNDEN BİRİ İDİ https://www.son32.com uzantılı anlık internet haber portalı kurdu. Ve bu sistemle entegre şekilde Ispartaˈnın ilk ve tek Elektronik Gazetesiˈni açtı: ˈhttps://www.e-gazetem.netˈ Soner Toros, Klasik Basınˈdan da kopmadı Geleneksel yöntemlerle ˈYENİ ÜN MECMUASIˈ çıkarmaya devam etti. Haftalık, ˈTabloidˈ olarak basılı şekilde yayın hayatını sürdürdü. Sözün özü Soner Toros, Ispartaˈdan, tanıyanların hayatından rüzgâr gibi geçti. Dimağlarımızda bir tat bıraktı. Güle güle canım kardeşim. Mekânın Cennet olsun. Nur içinde uyu…  
Rüzgâr Gibi Geçti

Bu, 29 Nisan 2021 Perşembe tarihinde, henüz 40 yaşında iken Rahmetˈi Rahmânˈa kavuşan Soner Torosˈun ilham veren, iz bırakan ve etki yaratan hayatının hikâyesidir. Kısa yaşamının her kesiti fayda ve başarılarla dolu Torosˈun hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.

                                                                                                                                                                          Muhsin TUFAN

 

Soner Torosˈun ˈˈDertleriˈˈ vardı: İnsana, ˈTabiat Anaˈyaˈ ve Ispartaˈya fayda, katma değer üretmek, etki yaratmak. Bunun için de her daim çok ˈMerakˈ etti; ˈHakikatˈ peşinde koştu. Hep ˈÖnermeˈde bulundu. ˈˈÇok soran ˈBilgeˈlik yolundadır…ˈˈ Soner Toros, merak etmesi ve her daim hakikat peşinde koşması ışığında çok soru yöneltti. Soner Toros, kısacık hayatı boyunca her daim ˈÇok İyi Fikirˈ aradı. Çoğunu da buldu.

KISA ÖMRÜNDE HER DAİM ˈˈBİRLEŞTİRİCİˈˈ OLDU

Ebedi istirahatgâhına uğurlandığı son veda törenlerinde de tanık olunduğu üzere Soner Toros, her daim ˈˈbirleştiriciˈˈ ve ˈˈbütünleştiriciˈˈ oldu. İyilik, güzellik, fayda, kapsayıcılık, sosyal sorumluluk, katma değer ve etki yaratmak için güçler arasında hep ˈˈdengeˈˈ ve ˈˈahenkˈˈ unsuru olacak şekilde hareket etti. Sadece Basın değil Kamu ve Yerel Yönetimler ilâ Mesleki ve Teknik Örgütler, Sivil Toplum Kuruluşları arasında iz bırakan ˈˈKöprüˈˈ işlevi gördü.

GÜÇLÜ ˈˈİKNAˈˈ EDİCİ YÖNÜ VARDI, ˈˈBİLGİˈˈYE ÇOK İNANIRDI

21ˈnci yüzyılın en güçlü enstrümanının ˈˈbilgiˈˈ olduğunu savunurdu. ˈˈİknaˈˈ edici özelliği çok güçlü idi. ˈˈYenilikçi ve taze fikirlereˈˈ her zaman açıktı. ˈˈGirişimciydi.ˈˈ  ˈˈRiskˈˈ alırdı. ˈˈİnisiyatifˈˈ kullanırdı.  Hayatı boyunca hep ˈˈfaydalıˈˈ olmaya çalıştı. ˈˈİyilikseverˈˈ idi. Yüzlerce kişinin; binlerce aile üyesinin ˈˈhayatına verimli dokunuşlarˈˈ yapardı. Bu özelliğini de çok yakınında olanlar dışında kimse bilmezdi; zira hiç anlatmazdı.

ˈˈBAL İSTEYENE ARININ İĞNESİ DERT DEĞİLˈˈ

Dünyaˈnın dört bir köşesinde çok seveni vardı. Çıkar çatışması nedeniyle sevmeyenleri de zaman zaman ortaya çıkardı. Ama Soner Toros öfke, nefret ve kin duygusuna esir düşmezdi. Düşmanlık ve kötülük ile vakit kaybetmez; inandığı doğrular ve değerler yolunda yürümeye devam ederdi. Zira ˈkin, öfke ve nefret gibi çok sert ve yoğun duyguların kalbe ağır bir yük olduğunu bilir ve bu felsefeye inanırdı.ˈ Bâkîˈnin (1526-1600) de yazdığı gibi ˈˈBal isteyene arının iğnesi dert değil.ˈˈ Soner Torosˈun her daim ˈˈdertleriˈˈ vardı. Zaten ˈˈdertleriˈˈ olmayan insan başkasına, yaşadığı çevre ve topluma ne verebilir ki?...

SON ESERİ ARI-DURU, SAF, ˈˈ% 100 DOĞAL GÜL SUYUˈˈ PROJESİ OLDU

Elbette bir eserin ya da projenin inşası; hayata geçirilmesi salt tek bir kişiye indirgenemez. Ortaya çıkan eserin perde arkasında sayısız insanın bilgisi, fikri, emeği ve alın teri vardır. Bu yadsınamaz arı-duru bir gerçektir.  Ama Soner Toros, en son arı-duru, saf ˈˈyüzde 100 Doğal Gül Suyuˈˈ Projesiˈne çok emek vermişti. Hikâyesi de on yıllar öncesine dayanır. Biz AKDENİZ Gazetesiˈnde belki de yüzlerce kez manşet yazmıştık. Bakın bugün ne oldu? Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) ve Isparta Ticaret ve Sanayi Odasıˈnın (ITSO) koordinasyonunda bu hayati proje başarıya ulaştı.

ˈˈGÜL VE LAVANTA TURİZMİˈˈ, ˈˈSAKURA BAYRAMIˈˈ, ˈˈISPARTAˈNIN MİRAS ESERLERİˈˈ

Ben Muhsin Tufan… Siz değerli okuyuculara 1998 yılından bugüne birlikte çalıştığım; birbirimizin ˈˈkader sapağındaˈˈ sayısız kez yolu kesişen Soner Torosˈu anlatmaya çalışacağım. O Isparta için Davraz Dağı değerinde idi; Eğirdir Gölü… Yokluğu, boşluğu, ˈˈHiçˈˈliği artık doldurulamaz. O Isparta için Rosa Damescana (Yağ Gülü) idi. Lavanta, Zambak bahçeleri... Itrî-Tıbbi ve Aromatik Bitkileri… Kalkınma, gelişme, ilerleme... ˈˈTeşvik Sistemiˈnde haksızlık yapıldığı ân, ˈˈmaç oynanırken kural değiştirildiˈˈ diye isyan edendi O… Dilekˈin (Ateş Toros) sonsuza değin sevgilisi, Kavinˈin ˈˈcanım babamˈˈı idi. Şimdi yok. Boşluğu doldurulamaz.

                Yûnus Emreˈnin (1240- 1320) dediği gibi Soner Toros ˈGök Ekinˈoldu;

                ˈˈBu dünyada bir nesneye

                Yanar içim göynür özüm

                Yiğit iken ölenlere

                Gök ekini biçmiş gibiˈˈ

SONER TOROS ˈˈGÖNÜL KIRMAMAYAˈˈ ÖZEN GÖSTERİRDİ

Soner Toros, güleç bir insandı. Yüzü gül, gönlü gülşen… Aklı, kalbi paktı. Gönül kırmamaya çok özen gösterirdi. İletişimde çok itinalı idi… Yûnus Emreˈnin felsefesine inanırdı;

                ˈˈGönül Çalab'ın tahtı

               Çalab gönüle bahtı

                İki cihan bedbahtı

                Kim gönül yıkar iseˈˈ

 

SONER TOROSˈUN ISPARTAˈYA SAĞLADIĞI KATMA DEĞERLER

Soner Torosˈun kader sapağı hiç kuşku yok ki 1998 yılında Akdeniz Gazetesiˈne, Ticaret Lisesi tarafından ˈStajyer Öğrenciˈ olarak gönderilmesi ile başlamıştı.

Torosˈun bu denli başarılı olmasında ve sevilmesinde ˈbilgi ve zekâsı, çalışkanlığı, güçlükler karşısında hep direnç göstermesiˈ kadar dertleri, önermeleri ve fikir üretme çabası vardı. Ayrıca kader sapağında buluştuğu kişi ve kurumlar da çok belirleyici bir role sahipti.

Bu başarı hikâyesinin en başına kişi ve kurumların ismi yazılır. O dönemin Akdeniz Gazetesi çok önemlidir

Akdeniz Gazetesi bize sınırsız imkânı seferber etmiş ve dahası editoryal özgürlük ve bağımsızlık vermişti. Bu kusursuz imkânlara bilgi ve azimde eklenince Soner Toros gibi bir başarı hikâyesi çıktı.

Soner Toros üzerinde hem sahada deneyim aktarımı hem uygulamada bilgi ve bilim yükleme görevini çok sevgili ve değerli Akademisyen Hacı Zafer Çağlar üstlenmişti.

Hacı Zafer Çağlarˈın Akdeniz Gazetesiˈnde üst düzey görevleri vardı. Biz ona bağlı olarak çalışırdık. Bilgi ve deneyimlerini bize aktarır; yol gösterirdi.

Ayrıca sevgili Zafer Abi aynı zamanda Süleyman Demirel Üniversitesiˈnde (SDÜ) ˈAkademisyenˈ idi. Soner Toros aynı zamanda SDÜˈde; Zafer Abiˈnin öğrencisi idi.

Soner Toros üzerinde emeği olan bir başka Üstatˈda Ali İhsan Çaltı idi. -O da kısa bir süre önce hayata gözlerini kapatmıştı.-

Sevgili ve çok değerli Üstat Ali İhsan Çaltı bize ˈˈMuhabirˈˈlikte ˈˈdertliˈˈ olmayı öğretti:

ˈˈÇocuklarˈˈ derdi ˈˈKonuya, olaya, olguya sadece haber-röportaj olarak bakmayın. Bir derdiniz olsun.ˈˈ

İşte bizim derdimiz de ˈˈIspartaˈˈ olmuştu.

ISPARTA ˈˈBASIN TARİHİˈˈNDE DEVRİM PROJELERİ

1990ˈlu yılların sonunda yerel gazeteler ˈtek yaprak/dört sayfaˈdan ibaretti. Siyah-beyaz yayın yapılırdı.

Çelik, bu döngüyü kıran devrimcidir. Zira her türlü maddi olanakları seferber etti. Isparta Basın Tarihiˈne ˈˈDevrimˈˈ olarak kayıt edilen eserlere imza atılmıştı.

Önce sayfa sayısı artırıldı. 24 sayfaya kadar yükseltildi. Ispartaˈda yerel bir gazete olan Akdeniz, Hürriyet, Sabah, Milliyet kalitesinde bir yayın organına dönüşmüştü.

Renkli yayına başlandı -Ki bunları Isparta Basın Tarihiˈnde ilkleri teşkil ediyordu.-

Ardından ˈˈEKˈˈ çıkarmaya başlandı.

Lütfen düşünün Hürriyet Pazar, Hürriyet Kelebek, Sabah Günaydın gibi…

ˈˈELMAˈˈ, ˈˈÇİKOLATAˈˈ, ˈˈPUSULAˈˈ, ˈˈSIRA DIŞI RÖPORTAJLARˈˈ

 ˈ90ˈların sonu; 2000ˈli yılların başlangıcında; Ispartaˈda ˈçok sayfalı ve renkli gazeteˈ yayınlamanın yanı sıra  ˈEKˈ veriliyor.

İlk eserin ismi ˈElmaˈ idi…

Söyleşi, röportaj, yazı dizisi, grafik, infografik yayımlanıyordu.

İlerleyen süreci ˈÇikolataˈ isimli bir  ˈEKˈ  izledi. Bunu ˈSıra Dışı Röportajlarˈ EK dizisi takip etti.

ŞU AN ISPARTAˈNIN GÖZ ALICI DESTİNASYONU OLAN ˈGÜL TURİZMİˈ DOĞUŞUNUN ÖYKÜSÜ

Yayıncılık hikâyesinin ˈAmiral Gemiˈsi  Akdeniz Gazetesi idi ama Elma, Çikolata, ˈFikir Enstitüsüˈˈ gibi değerler üretiyordu. En can alıcı örnek: Gül Turizmi

ˈˈGül Turizmiˈˈ ve ardınca gelen ˈˈLavanta ve Zambak Turizmiˈˈ Elma, Çikolata ve Yeni Ün Dergisiˈnin yayınlarından doğdu. Gül Turizmiˈnde Soner Torosˈun çok emeği var.

Şöyle ki: İlk fikir Ahmet Kabalak ve Uğur Büyükçulcuˈya aittir.

Ahmet Kabalak şu an Isparta Ticaret ve Sanayi Odasıˈnda (ITSO) üst düzey yönetici

Uğur Büyükçulcu da Isparta Belediye Başkan Yardımcısı

Bu iki kuzen aynı zamanda sanayici… O yıllarda dış Pazar araştırmaları ve bilgi/kültür seyahatleri bağlamında Dünyaˈnın dört bir köşesine gidiyorlar.

Japonya ve Bulgaristan seyahatlerinde Gül Etkinlikleri görüyorlar.

Hemen Japonyaˈdaki Türk Büyükelçiliği ile iletişime geçip Gül Faaliyetlerinin tüm hikâyesini öğreniyorlar.

Kabalak ve Büyükçulcu, Ispartaˈya döndüklerinde ˈGül Turizmiˈni bize anlattı.

Biz de ˈAkdeniz Gazetesiˈnde  ve diğer mecralarda yayınlamaya, toplumu bilgilendirmeye, fikir ve değer üretmeye başladık.

Ahmet Kabalak ve Uğur Büyükçulcu sadece bilgi aktarmakla kalmadı. Japonyaˈda yayın yapan gezi-seyahat-turizm dergilerinin editörlerini, gazete muhabirlerini ve tematik haber kanalı temsilcilerini kendi imkânları ile ˈGül Mevsimiˈnde Ispartaˈya getirdiler. Konaklamalarını, gezilerini sair her türlü ihtiyaçlarını kendileri karşıladılar.

Biz bu süreçlerin tamamında onlarla kontak hâlinde kalıp hep haber yaptık. Röportaj yayınladık. Yazı dizileri hazırladık.

İzleyen yıl, küçük bir rakamla da olsa Isparta için ˈˈGül Turizmiˈˈ başlamıştı.

Ve ardından devreye kurumlar girdi: Isparta Valiliği ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA)… Desteklediler. Geliştirdiler. Yatırım yaptılar. Ve bugün ˈKüresel Gül Turizmiˈ Markası doğdu.

Lavanta için de benzer bir hikâye var

SAKURA (Kiraz Çiçeği) Bayramı için de benzer bir hikâye var.

SONER TOROS YENİLİKÇİ İDİ, HER ZAMAN FİKİR ÜRETMEYE ÇALIŞIRDI

Soner Toros tek kelime ile hiperaktif idi. Gazetede muhabirlik yaparken aynı zamanda Süleyman Demirel Üniversitesiˈnde (SDÜ) akademik eğitim alıyordu.

Aynı zamanda Isparta Ticaret Borsasıˈnda (ITB) ˈDanışmanˈ olarak çalışıyordu. Ispartaˈda ˈtarladan sofrayaˈ tüm zincirin adil paylaşım alması için emek ve çaba gösteriyordu. Çiftçinin alın terinin hak ettiği şekilde ve zamanında, en doğru bir biçimde alması için çalışıyordu. Verimli toprakların miras yolu ile bölünmesi sorununa kafa yoruyordu. Arazi toplulaştırması konusunda etkin yayınlar hazırlıyordu. Eğitim, sağlık ve yaşam koşulları konforu yoksunluğu nedeniyle kırsaldan kente göçün önemli bir sorun olduğunu düşünüyordu. Çözüm için politik kurumlar ile kontak hâlinde kalıyordu.

 

FELSEFE: ˈISPARTA MARKALARI KADAR ZENGİNDİRˈ

Kurumlar ile iletişim her daim çok sağlıklı idi Soner Torosˈun. Ispartaˈya çok büyük hizmetleri olan Eyüp Avcularˈdan; Hasan Hüseyin Kaçıkoçˈa; Şükrü Başdeğirmenˈden Mustafa Tutarˈa değin tüm Başkanlar ile üst düzey iletişimi vardı. Verimli, faydalı, katma değeri yüksek ve taze fikirler içeren…

-ˈˈIsparta Markaları Kadar Zengindirˈˈ üst başlığı ile endüstri haberleri yapılıyordu. Ispartaˈnın kalkınması, gelişmesi, ilerlemesi, müreffeh seviyeye erişmesi için bilgiye, katma değeri yüksek imalâtı savunuyordu.

GELECEK: ˈˈISPARTAˈˈ

Elbette her politik kurumun katkısı var. Kamu Yönetimiˈnin imzası var. Her Yerel Yönetimˈin; Mesleki ve Teknik Örgütlerin, Sivil Toplum Kuruluşlarının kapsayıcı bir rolü var. Elbette Vakıf ve Dernekler; Sendikalar emek ve değer verdi, etki sağladı. Elbette sayısız muhabir arkadaşımız kafa yordu. Ama Soner Torosˈun üzerinde titrediği alanlar/ yatırımlar şöyle idi:

                ▪Doğal Gülsuyu

                ▪Isparta Kara Havacılık Okulu

                ▪Dereboğazıˈnın ˈDuble Yolˈ hâline getirilmesi

                ▪Ispartaˈnın demiryolu ağı ile Akdenizˈe (Antalya Limanı ilâ Serbest Bölgeˈye) açılması

                ▪Süleyman Demirel Üniversitesiˈnin (SDÜ) bilimsel ve aydınlık yüzünün yerel, bölgesel, ulusal ve uluslarötesi ölçekte anlatılması

                ▪Gül Turizmi

▪Lavanta Turizmi

                ▪Zambak Turizmi

                ▪Sakura (Kiraz Çiçeği) Bayramı Turizmi

                ▪Davraz Kültür Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (Kış Sporları ve Kayak Merkezi)

                ▪İstanbul-Eskişehir-Kütahya-Afyonkarahisar-Isparta-Burdur-Antalya Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi

                ▪Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumuˈnun (UNESCO) Ispartaˈnın tarihi eserlerini ˈˈDünya Mirası Listesiˈˈne alması için sosyal kapsayıcılık ve etkili yayınların yapılması.

HAYATTA HEP ˈDERTˈLERİNİZˈ OLSUN; ˈÖNERMEˈLERDE BULUNUN

ÜN DERGİSİ, Haziran 1934- Aralık 1949 yılları arasında yayınlandı. O dönem Türkiyeˈnin üç dergisinden biri idi. 1 Kasım 1928ˈde hayata geçirilen Harf Devrimiˈne Ispartaˈnın uyum sağlaması ve aydınlanma-müreffeh uluslar seviyesine erişme felsefesi ile kurulmuştu. ÜN Dergisiˈne Faik Rıfkı Atay, Behçet Kemal, Hüseyin Namık Orhan gibi Türk Edebiyatıˈnın büyük isimleri de şiir ve makaleleri ile destek vermişlerdi. ÜN DERGİSİˈnin en özgün tarafı ˈˈFikir Enstitüsüˈˈ gibi çalışması idi. Kanıtları ortada:

1934 yılında, ˈˈIspartaˈda üniversite kurulsunˈˈ şeklinde fikir üretmişlerdi. 21 Şubat 1976ˈda Süleyman Demirel Üniversitesiˈnin (SDÜ) nüvesini oluşturan Isparta Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi (IDMMA) açıldı.

ÜN DERGİSİ Ekolü 1970 yılında ˈTıp Fakültesi Derneğiˈ kuruyor. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Vardar bu ekibi İzmirˈe davet ediyor ve kayıtlara şu teklif yapıldığı geçiyor: ˈˈBiz Tıp Fakültesi açalım Ispartaˈda.ˈˈ

İlerleyen süreçte Hacettepe Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. İhsan Doğramacı devreye giriyor; bir Heyet ile Ispartaˈya gelip ˈˈbiz açalımˈˈ teklifi yapıyor.

Tarih 15 Nisan 1993. Isparta SDÜ genel şemsiyesi altında Tıp Fakültesi kuruluyor.

ÜN DERGİSİ, 1935 yılında ˈDavraz Dağıˈna Kış Sporları için yatırım yapılsınˈ şeklinde fikir üretiyor.  -17 Şubat 1995ˈte bu fikir hayata geçirildi.  Yine o ekip ˈˈIsparta-Antalya karşılıklı erişimi sağlayacak olan Demiryolu Yatırımı yapılsın. ˈˈ diye yazıyor. Derginin kapağında dosya haber başlığı şöyle: ˈIsparta- Antalya Demiryolunun ehemmiyetiˈ

Bugün Yüksek Nitelikli Hızlı Tren (YHT) çalışmaları devam ediyor. Yine o fikir üreten ekip Ispartaˈnın demiryolu ile Limanˈa ˈAkdenizˈ erişmesi gerektiğini yazıyor.

ÜN Dergisi 172 sayı yayınlıyor ve hepsinde de benzer ˈfikirˈ ve ˈönermeˈler var. Itrî- Tıbbi ve Aromatik Bitkilerˈden Ispartaˈnın demiryolu ile Limanˈa açılmasına kadar kadar her hayatın her alanında…

Gazeteci merhum İrfan Yardımcı ve Tarih Araştırmacısı-Yazar Ömer Uyar bize Ispartaˈnın kültürel mirası ÜN DERGİSİˈnin yaşatılması gerektiğini salık vermişti. Gazeteci-Yazar merhum Ali İhsan Çaltı da hep bize ˈˈhaber, röportaj, söyleşi, yazı dizisi, dosya, grafik, infografik, multimedya, belgesel, kısa film bir tarafa… Çocuklar sizin bir derdiniz olsunˈˈ demişti.

İşte bu felsefeden yola çıkmıştık. Eylül 2012ˈde ÜN DERGİSİˈni yaşatmak; bu hazineyi; zengin kültürel mirası anlatmak gayesiyle bu yapıyı inşa etmeye başlamıştık. YENİ ÜN DERGİSİˈnin doğuş hikâyesi böyle idi.

 

SÖZÜN ÖZETİ SONER HEP ˈˈBİLGİˈˈ ÜRETİRDİ.

 Bilginin gücüne inanırdı. ˈˈBilgi güçtürˈˈ felsefesine sıkı sıkıya bağlıydı.

Soner Toros, politik kurumlarla iletişimden de güç ve ilham alarak Yeni Ün Dergisiˈni Kültür ve Turizm Bakanlığıˈna taşımayı başarmıştı. Zira Kültür ve Turizm Bakanlığı Ispartaˈda yayımlanan YENİ ÜN DERGİSİˈnin her sayısından 800 adet alarak Türkiye çapındaki kütüphanelere dağıtıyordu.

 Bu, Isparta Basın Tarihiˈnde yazılmış olağanüstü bir başarı hikâyesi idi. Ve içinde her daim Soner Toros ve YENİ ÜN DERGİSİ vardı.

 

ˈÖMER UYAR İLE ISPARTA TARİHİˈ, ˈİZ BIRAKAN HAYATLARˈ, ˈISPARTAˈYA ADANAN ÖMÜRLERˈ

Yeni Ün Dergisiˈnin en çok sevilen yönü Tarih Araştırmacısı-Yazar Ömer Uyarˈın eserlerinin yayını oldu. Çok başarılı, ilham veren, iz bırakan eserlerdi.

Akdeniz Gazetesi, EK yayınlar, Yeni Ün Dergisi derken Soner Toros, televizyon röportajlarına da başlamıştı.

Akademisyen Fatih Kurtˈun önderliğinde Şakir Hüseyin Aksöz ve Mehmet Erçakır ile birlikte  ˈBasın Kulübüˈ isimli bir televizyon programı projesine başlamıştı.

Uzun yıllar televizyon yayıncılığı yaptı.

Kurt, Aksöz, Erçakır ve Soner Toros, bu mecrada çok büyük başarı kaydetti. İz bırakan röportajlar yaptılar.

SONER TOROS ˈDİJİTAL GAZETECİLİKˈ DÖNEMİNİN ÖNDERLERİNDEN BİRİ İDİ

https://www.son32.com uzantılı anlık internet haber portalı kurdu.

Ve bu sistemle entegre şekilde Ispartaˈnın ilk ve tek Elektronik Gazetesiˈni açtı: ˈhttps://www.e-gazetem.netˈ

Soner Toros, Klasik Basınˈdan da kopmadı

Geleneksel yöntemlerle ˈYENİ ÜN MECMUASIˈ çıkarmaya devam etti. Haftalık, ˈTabloidˈ olarak basılı şekilde yayın hayatını sürdürdü.

Sözün özü Soner Toros, Ispartaˈdan, tanıyanların hayatından rüzgâr gibi geçti. Dimağlarımızda bir tat bıraktı.

Güle güle canım kardeşim. Mekânın Cennet olsun. Nur içinde uyu…

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve alem32.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.