petshop
xslot giriş trbet giriş tarafbet giriş orisbet giriş betturkey giriş betpublic giriş bahiscom giriş betebet giriş betlike giriş mariobet giriş betist giriş 1xbet giriş trendbet giriş istanbulbahis giriş zbahis giriş royalbet giriş betwild giriş alobet giriş aspercasino giriş trwin giriş betonred giriş bizbet giriş
bahis siteleri casino siteleri
istanbul escort istanbul escort bayan

Özel Isparta Bilim İlkokulundan zilsiz ve ödevsiz eğitim modeli

REKLAM 31.07.2023 - 11:25, Güncelleme: 31.07.2023 - 11:58
 

Özel Isparta Bilim İlkokulundan zilsiz ve ödevsiz eğitim modeli

Özel Isparta Bilim İlkokulundan zilsiz ve ödevsiz eğitim modeli
Isparta’da 2017 yılından bu yana ilkokul öğrencilerine eğitim veren Özel Isparta Bilim İlkokulu, farklı öğretim yöntemleriyle çocuklara özgüven kazandırıyor, zaman yönetimini yapabilmelerini ve yeteneklerinin açığa çıkmasını sağlıyor, en önemlisi de birey olduklarını hissettiriyor. Ödevsiz eğitim modelini uyguladıklarını belirten okulun Kurucu Müdürü Aysel İnce, “Okulumuzda birebir tam öğrenme felsefesine sahibiz. Bu nedenle de sınıf mevcutlarımızı maksimum 13 seviyesinde tutuyoruz” dedi. Isparta’da yeni başarılara yelken açan Özel Isparta Bilim İlkokulu, 2017 yılında bir hayal ürünü olarak kuruldu. Eğitime farklı bir bakış açısı kazandıran ve bunu da en iyi uygulayan okullardan olan Özel Isparta Bilim İlkokulunda soru sorabilen, yeteneklerinin peşinden giden, özgüvenini kazanmış öğrenciler yetiştiriliyor. Okul çok özel yönleriyle öne çıkıyor. Bunlardan bir tanesi sağlık odasının bulunması. Burada rahatsızlanan öğrencilere ilk müdahale yapılıyor ve dinlenme fırsatı sunuluyor. Yine okulda pişen yemeklerde kullanılan ürünlerin birçoğu kendi bahçelerinde yetişiyor.      HİKAYE NASIL BAŞLADI? Özel Isparta Bilim İlkokulunun kuruluş hikayesini anlatan Kurucu Müdür Aysel İnce, “Okulumuz bir hayal ürünü olarak kuruldu. Mavi Gül Kreş ve Çocuk Kulübü olarak okul öncesi bölümümüz vardı. Buradan mezun olan çocuklarımızın gittiği yerde memnuniyet sağlamaması üzerine ailelerin bizi itelemeleri oldu. ‘Biz nereye gideceğiz? Çok özgüveni yüksek, bütün yetenekleri açığa çıkarılmış, dil gelişimini maksimum seviyede geliştirmiş çocukları mezun ediyorsunuz. Ama gittikleri yerde kayboluyor, sönüyorlar’ şeklinde geri bildirimler almaya başladık. Onların isteği üzerine bizi de desteklemeleriyle birlikte burayı açmaya karar verdik. Burası nasıl olmalıydı? Farklı olmalıydı. Her çocuğun birey olduğunu hissettiği bir ortam olmalıydı bize göre. Çocukları çok yoran ödev ortamı olmamalıydı. Çocuk her şeyi okulda öğrenmeliydi. Kendini ifade edebileceği bir ortam olmalıydı. Güdülenmemeliydi çocuk ki, zamanımızın en büyük problemi çocuğun insanlara karşı güdülenmiş olmasıydı. Bu durumun temeli ilkokulda atılıyor. Dolayısıyla soru sorabilen, analiz-sentez yapabilen, yorumlayabilen çocuklar olmalıydı. Bizim geleceğimiz için böyle bir topluma ihtiyaç var.” dedi. FİNLANDİYA EĞİTİM SİSTEMİ ÖRNEK ALINDI Uygulanan eğitim modeli ile çocukların zaman yönetimini daha iyi yapabildiklerini belirten İnce, şöyle konuştu; “Finlandiya’ya gittim. Orası eğitim açısından Avrupa’da lider. Onların eğitim sistemi içerisinde çalıştım. Eğitim sistemlerini inceledim ve döndükten sonra da burayı kurguladım. Bakanlıktan onayımızı aldık ve yola çıktık. Okulumuzda zil çalmıyor. Öğretmen süresi bitince ‘Ders bitti çocuklar çıkabiliriz. 10 dakika sonra dersimiz tekrar başlayacak’ der ve çocuklar teneffüse çıkar. 10 dakika sonra bütün çocuklar sınıfta olur. Zaman yönetimini yaparlar. Genelde insanlar için zaman yönetimi problemdir. Zaman yönetimini yapamadıkları için başarıları birçok kez sıkıntıya düşer. Bizim çocuklarımızın zaman yönetimleri ilerisi için oldukça başarılı olacak. SINIF MEVCUTLARI MAKSİMUM 13 DÜZEYİNDE Birebir tam öğrenme felsefemiz var. Bu nedenle sınıf mevcutları küçük olmalı, öğretmenin kontrolü kolay olmalı, çocuklar da sınıfta öğrenmeli. Gereksiz tekrarlarla öğrenmeye itelenmemeli bir çocuk. Bu yüzden sınıf mevcutlarımızı küçük tuttuk. Maksimum 13 öğrenci düzeyinde tutmaya çalışıyoruz sınıf mevcudumuzu. Öğretmenin sınıf yönetimi etkinliği, iletişimi, sorunların çözümü konusunda da öğretmene çok artı yönde etkisi var. Ayrıca çocuğa düşen öğretmenden pay, sevgi, ilgi, işlem ve öğreti zamanı daha fazla. Büyük kolejler çok kalabalık, 25 mevcut düşünün. Bir de 12 mevcut düşünün. Hangisinde çocuk kendisini daha fazla ifade etme fırsatı bulabilir? Tabi ki mevcudu az olan sınıfta. Bizim de böyle olmalıydı. ÖZEL YETENEKLER KÜÇÜK YAŞLARDA KEŞFEDİLİYOR Bizim hedefimiz çocuk ilkokul eğitimini alırken yetenek eğitimlerini de almaya başlamasıydı. Bakın bütün ünlülere, sporculara. Hepsi der ki, ben küçük yaşta çalışmaya başladım. Küçük yaşta resim yapmaya başladım, küçük yaşta şarkı söylemeye başladım gibi... Çocuklar da küçük yaşlarda yetenek eğitimlerine başlamalı. İlkokul eğitimini alırken, baskın olduğu yetenek eğitimini de alırsa daha fazla o zaman o yeteneği doğrultusunda gelişim gösterme fırsatı yakalayacak. Dedik ya sınıfta fark edilir. Nasıl fark edilir? Kalabalık içerisinde fark edilemez. Önce bütün yetenek derslerini almaya başlar. Daha sonra eğitimciler bir araya gelir, birlikte görüş alışverişinde bulunurlar. O çocuk hangi yeteneğe daha yatkınsa o yetenek doğrultusunda eğitim almaya başlar. Küçük yaşta alınan eğitimde çocuğun gelişmesinde çok büyük katkı sağlar geleceği için. OKULİSTİK SINAVLARINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ ÇIKARDIK Diğer okullardaki bütün eğitimler biz de var. Bunun yanında ekstra kulüp olarak müzik, resim, jimnastik, robotik kodlama, akıl oyunları, haftalık 10 saatin üzerinde İngilizce. Kulüp olarak da ayrıca bu derslerin çalışması yapılıyor cumartesi günleri. Bunların haricinde akademik başarıya da çok önem veriyoruz. Neden, mevcut azsa sınıfta çocuk da sınıfta öğrenmeyi gerçekleştirmişse o zaman değerlendirme aşamasında da Türkiye çapında çocuklarımız nerede, bakmalıyız düşüncesiyle Okulistik sınavlarına giriyor çocuklarımız. Geçtiğimiz Okulistik sınavlarında 56 bin kişi içinde çocuklarımızın hepsi ilk 100’e girdi. 4. Sınıf ve bir tanesi de Türkiye birinciliğini yakaladı. Bu büyük bir başarı. Demek ki biz ‘mış’ gibi yapmıyoruz, vitrine oynamıyoruz. Gerçekten çalışıyoruz. Çalışmamızın ürünlerini çeşitli platformlarda alıyoruz. AİLELERLE BİREBİR TEMAS VE ÖDEVSİZ EĞİTİM MODELİ Bizde birebir, tam öğrenme çocuk açısından ve aile açısından tam öğrenmenin gerekleri neyse o yerine getiriliyor. Toplantılarımızı birebir yapıyoruz ailelerimizle. Ödev vermiyoruz. Öğrenme okulda gerçekleşiyor. Öğrenmenin tekrarını da saat 15.00’ten sonra okulda yapıyor çocuk. İhtiyacı kadarını yapıyor. Eve ise sadece okuma kitabını götürüyor. Biliyorsunuz az okuyan bir toplumuz. Şimdi yeni neslin ise her yere kitabıyla gitmesini, kitabını okumasını istiyoruz ki daha açık ifadelerde bulunabilsin. O kitap dünyasını yaşayabilsin. Bu nedenle evde kontrol çizelgelerimiz var. Aileyle birlikte o kontrol çizelgesini uyguluyoruz.  Oda ailenin birkaç dakikasını alıyor. Böylelikle çocuk kitap kurdu gibi. O kadar çok okuyanımız var ki, hatta ve hatta bazıları yemek kuyruğunda bile kitabını elinden düşürmüyor. Bu kadar kitap sevgisi oluşturmuş durumdayız. ÖĞRENME OKULDA GERÇEKLEŞİYOR Aile günü yorgun geçiriyor, akşam evde dinlenmek istiyor. Çocuk gün içinde okulda yoruluyor. Düşünebiliyor musunuz, saat 16.00-17.00’ye kadar çocuk okul içinde zaten hareketli, zaten bir derse yoğunlaşım var, kafası meşgul. Çeşitli yeteneklerinde uğraşmış, günün yorgunluğuyla eve giriyor. Yemeğini yiyip dinlenmesi gerekir. Dinlenme saatinden sonra ne yapacak, o günü ailesiyle paylaşması gerekiyor. Sosyal olması için bu değerleri yerine getirmeli, çocuk ailesiyle konuşabilmeli. Aile de böylelikle yorulmamış oluyor. Aile günü yorgun geçirmiş olabilir, gergin geçirmiş olabilir. Eğer ki öfke kontrolü yoksa günü de kötü geçirmişse çocuğa o günün negatifliğini yansıtabilir. Bu kez çocuk orada yaşadığı olumsuzluğu okula taşıyacak. Öğretmen okulda dersi verdikten sonra; evdeki de eğitimci değil, öğretmen değilse nasıl ders yapılıyor bilmiyor. Kendi anladığı kadarıyla çocuğa öğretmeye çalıştığında çocuk çelişki yaşayacak. Öğretmen başka gösterdi, veli başka gösterdi. Çocuk hangisini benimseyecek. İkilem içinde kalır ve bu da öğrenmeyi etkiler. O yüzden biz eve ödev vermiyoruz. Öğrenme okulda gerçekleşmeli, eve gitmemeli.” Isparta'nın ilk ve tek butik ilkokulu ADRES: Hızırbey Mah. 1567. Sokak No:1 Eski Doğumevi Hastanesi Arkası ISPARTA TELEFON: 0 (246) 222 27 77 - 0 (505) 099 32 00 WEB: www.ozelispartabilimilkokulu.k12.tr E-POSTA: bilgi@ozelispartailkokulu.k12.tr  
Özel Isparta Bilim İlkokulundan zilsiz ve ödevsiz eğitim modeli

Isparta’da 2017 yılından bu yana ilkokul öğrencilerine eğitim veren Özel Isparta Bilim İlkokulu, farklı öğretim yöntemleriyle çocuklara özgüven kazandırıyor, zaman yönetimini yapabilmelerini ve yeteneklerinin açığa çıkmasını sağlıyor, en önemlisi de birey olduklarını hissettiriyor. Ödevsiz eğitim modelini uyguladıklarını belirten okulun Kurucu Müdürü Aysel İnce, “Okulumuzda birebir tam öğrenme felsefesine sahibiz. Bu nedenle de sınıf mevcutlarımızı maksimum 13 seviyesinde tutuyoruz” dedi.

Isparta’da yeni başarılara yelken açan Özel Isparta Bilim İlkokulu, 2017 yılında bir hayal ürünü olarak kuruldu. Eğitime farklı bir bakış açısı kazandıran ve bunu da en iyi uygulayan okullardan olan Özel Isparta Bilim İlkokulunda soru sorabilen, yeteneklerinin peşinden giden, özgüvenini kazanmış öğrenciler yetiştiriliyor. Okul çok özel yönleriyle öne çıkıyor. Bunlardan bir tanesi sağlık odasının bulunması. Burada rahatsızlanan öğrencilere ilk müdahale yapılıyor ve dinlenme fırsatı sunuluyor. Yine okulda pişen yemeklerde kullanılan ürünlerin birçoğu kendi bahçelerinde yetişiyor.     

HİKAYE NASIL BAŞLADI?

Özel Isparta Bilim İlkokulunun kuruluş hikayesini anlatan Kurucu Müdür Aysel İnce, “Okulumuz bir hayal ürünü olarak kuruldu. Mavi Gül Kreş ve Çocuk Kulübü olarak okul öncesi bölümümüz vardı. Buradan mezun olan çocuklarımızın gittiği yerde memnuniyet sağlamaması üzerine ailelerin bizi itelemeleri oldu. ‘Biz nereye gideceğiz? Çok özgüveni yüksek, bütün yetenekleri açığa çıkarılmış, dil gelişimini maksimum seviyede geliştirmiş çocukları mezun ediyorsunuz. Ama gittikleri yerde kayboluyor, sönüyorlar’ şeklinde geri bildirimler almaya başladık.

Onların isteği üzerine bizi de desteklemeleriyle birlikte burayı açmaya karar verdik. Burası nasıl olmalıydı? Farklı olmalıydı. Her çocuğun birey olduğunu hissettiği bir ortam olmalıydı bize göre. Çocukları çok yoran ödev ortamı olmamalıydı. Çocuk her şeyi okulda öğrenmeliydi. Kendini ifade edebileceği bir ortam olmalıydı. Güdülenmemeliydi çocuk ki, zamanımızın en büyük problemi çocuğun insanlara karşı güdülenmiş olmasıydı. Bu durumun temeli ilkokulda atılıyor. Dolayısıyla soru sorabilen, analiz-sentez yapabilen, yorumlayabilen çocuklar olmalıydı. Bizim geleceğimiz için böyle bir topluma ihtiyaç var.” dedi.

FİNLANDİYA EĞİTİM SİSTEMİ ÖRNEK ALINDI

Uygulanan eğitim modeli ile çocukların zaman yönetimini daha iyi yapabildiklerini belirten İnce, şöyle konuştu; “Finlandiya’ya gittim. Orası eğitim açısından Avrupa’da lider. Onların eğitim sistemi içerisinde çalıştım. Eğitim sistemlerini inceledim ve döndükten sonra da burayı kurguladım. Bakanlıktan onayımızı aldık ve yola çıktık. Okulumuzda zil çalmıyor. Öğretmen süresi bitince ‘Ders bitti çocuklar çıkabiliriz. 10 dakika sonra dersimiz tekrar başlayacak’ der ve çocuklar teneffüse çıkar. 10 dakika sonra bütün çocuklar sınıfta olur. Zaman yönetimini yaparlar. Genelde insanlar için zaman yönetimi problemdir. Zaman yönetimini yapamadıkları için başarıları birçok kez sıkıntıya düşer. Bizim çocuklarımızın zaman yönetimleri ilerisi için oldukça başarılı olacak.

SINIF MEVCUTLARI MAKSİMUM 13 DÜZEYİNDE

Birebir tam öğrenme felsefemiz var. Bu nedenle sınıf mevcutları küçük olmalı, öğretmenin kontrolü kolay olmalı, çocuklar da sınıfta öğrenmeli. Gereksiz tekrarlarla öğrenmeye itelenmemeli bir çocuk. Bu yüzden sınıf mevcutlarımızı küçük tuttuk. Maksimum 13 öğrenci düzeyinde tutmaya çalışıyoruz sınıf mevcudumuzu. Öğretmenin sınıf yönetimi etkinliği, iletişimi, sorunların çözümü konusunda da öğretmene çok artı yönde etkisi var. Ayrıca çocuğa düşen öğretmenden pay, sevgi, ilgi, işlem ve öğreti zamanı daha fazla. Büyük kolejler çok kalabalık, 25 mevcut düşünün. Bir de 12 mevcut düşünün. Hangisinde çocuk kendisini daha fazla ifade etme fırsatı bulabilir? Tabi ki mevcudu az olan sınıfta. Bizim de böyle olmalıydı.

ÖZEL YETENEKLER KÜÇÜK YAŞLARDA KEŞFEDİLİYOR

Bizim hedefimiz çocuk ilkokul eğitimini alırken yetenek eğitimlerini de almaya başlamasıydı. Bakın bütün ünlülere, sporculara. Hepsi der ki, ben küçük yaşta çalışmaya başladım. Küçük yaşta resim yapmaya başladım, küçük yaşta şarkı söylemeye başladım gibi... Çocuklar da küçük yaşlarda yetenek eğitimlerine başlamalı. İlkokul eğitimini alırken, baskın olduğu yetenek eğitimini de alırsa daha fazla o zaman o yeteneği doğrultusunda gelişim gösterme fırsatı yakalayacak. Dedik ya sınıfta fark edilir. Nasıl fark edilir? Kalabalık içerisinde fark edilemez. Önce bütün yetenek derslerini almaya başlar. Daha sonra eğitimciler bir araya gelir, birlikte görüş alışverişinde bulunurlar. O çocuk hangi yeteneğe daha yatkınsa o yetenek doğrultusunda eğitim almaya başlar. Küçük yaşta alınan eğitimde çocuğun gelişmesinde çok büyük katkı sağlar geleceği için.

OKULİSTİK SINAVLARINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ ÇIKARDIK

Diğer okullardaki bütün eğitimler biz de var. Bunun yanında ekstra kulüp olarak müzik, resim, jimnastik, robotik kodlama, akıl oyunları, haftalık 10 saatin üzerinde İngilizce. Kulüp olarak da ayrıca bu derslerin çalışması yapılıyor cumartesi günleri. Bunların haricinde akademik başarıya da çok önem veriyoruz. Neden, mevcut azsa sınıfta çocuk da sınıfta öğrenmeyi gerçekleştirmişse o zaman değerlendirme aşamasında da Türkiye çapında çocuklarımız nerede, bakmalıyız düşüncesiyle Okulistik sınavlarına giriyor çocuklarımız. Geçtiğimiz Okulistik sınavlarında 56 bin kişi içinde çocuklarımızın hepsi ilk 100’e girdi. 4. Sınıf ve bir tanesi de Türkiye birinciliğini yakaladı. Bu büyük bir başarı. Demek ki biz ‘mış’ gibi yapmıyoruz, vitrine oynamıyoruz. Gerçekten çalışıyoruz. Çalışmamızın ürünlerini çeşitli platformlarda alıyoruz.

AİLELERLE BİREBİR TEMAS VE ÖDEVSİZ EĞİTİM MODELİ

Bizde birebir, tam öğrenme çocuk açısından ve aile açısından tam öğrenmenin gerekleri neyse o yerine getiriliyor. Toplantılarımızı birebir yapıyoruz ailelerimizle. Ödev vermiyoruz. Öğrenme okulda gerçekleşiyor. Öğrenmenin tekrarını da saat 15.00’ten sonra okulda yapıyor çocuk. İhtiyacı kadarını yapıyor. Eve ise sadece okuma kitabını götürüyor. Biliyorsunuz az okuyan bir toplumuz. Şimdi yeni neslin ise her yere kitabıyla gitmesini, kitabını okumasını istiyoruz ki daha açık ifadelerde bulunabilsin. O kitap dünyasını yaşayabilsin.

Bu nedenle evde kontrol çizelgelerimiz var. Aileyle birlikte o kontrol çizelgesini uyguluyoruz.  Oda ailenin birkaç dakikasını alıyor. Böylelikle çocuk kitap kurdu gibi. O kadar çok okuyanımız var ki, hatta ve hatta bazıları yemek kuyruğunda bile kitabını elinden düşürmüyor. Bu kadar kitap sevgisi oluşturmuş durumdayız.

ÖĞRENME OKULDA GERÇEKLEŞİYOR

Aile günü yorgun geçiriyor, akşam evde dinlenmek istiyor. Çocuk gün içinde okulda yoruluyor. Düşünebiliyor musunuz, saat 16.00-17.00’ye kadar çocuk okul içinde zaten hareketli, zaten bir derse yoğunlaşım var, kafası meşgul. Çeşitli yeteneklerinde uğraşmış, günün yorgunluğuyla eve giriyor. Yemeğini yiyip dinlenmesi gerekir. Dinlenme saatinden sonra ne yapacak, o günü ailesiyle paylaşması gerekiyor. Sosyal olması için bu değerleri yerine getirmeli, çocuk ailesiyle konuşabilmeli.

Aile de böylelikle yorulmamış oluyor. Aile günü yorgun geçirmiş olabilir, gergin geçirmiş olabilir. Eğer ki öfke kontrolü yoksa günü de kötü geçirmişse çocuğa o günün negatifliğini yansıtabilir. Bu kez çocuk orada yaşadığı olumsuzluğu okula taşıyacak. Öğretmen okulda dersi verdikten sonra; evdeki de eğitimci değil, öğretmen değilse nasıl ders yapılıyor bilmiyor. Kendi anladığı kadarıyla çocuğa öğretmeye çalıştığında çocuk çelişki yaşayacak. Öğretmen başka gösterdi, veli başka gösterdi. Çocuk hangisini benimseyecek. İkilem içinde kalır ve bu da öğrenmeyi etkiler. O yüzden biz eve ödev vermiyoruz. Öğrenme okulda gerçekleşmeli, eve gitmemeli.”

Isparta'nın ilk ve tek butik ilkokulu

ADRES: Hızırbey Mah. 1567. Sokak No:1 Eski Doğumevi Hastanesi Arkası ISPARTA

TELEFON: 0 (246) 222 27 77 - 0 (505) 099 32 00

WEB: www.ozelispartabilimilkokulu.k12.tr

E-POSTA: bilgi@ozelispartailkokulu.k12.tr

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve alem32.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.