petshop
xslot giriş trbet giriş tarafbet giriş orisbet giriş betturkey giriş betpublic giriş bahiscom giriş betebet giriş betlike giriş mariobet giriş betist giriş 1xbet giriş trendbet giriş istanbulbahis giriş zbahis giriş royalbet giriş betwild giriş alobet giriş aspercasino giriş trwin giriş betonred giriş bizbet giriş
bahis siteleri casino siteleri

SONSUZA KADAR DEMOKRASİ

ISPARTA 16.07.2023 - 02:39, Güncelleme: 16.07.2023 - 02:39
 

SONSUZA KADAR DEMOKRASİ

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı akşam düzenlenen etkinliklerle devam etti. Isparta Belediyesi önünden başlayan kortejle devam eden programa Vali Aydın Baruş, eşi Nagihan Baruş, Isparta Milletvekilleri Osman Zabun ve Hasan Basri Sönmez, Garnizon Komutanı Albay Mustafa Kahraman, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Kortej ellerinde Türk bayraklarıyla Isparta Belediyesi önünden hareket ederek Isparta Valiliği önünde bulunan 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanına kadar mehteran takımı eşliğinde yürüdü. 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanındaki etkinlik Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu konuşmanın alanda bulunanlar tarafından dinlenmesiyle başladı. Ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşımız okundu. Program Kur’an-ı tilaveti sunulması ve dua edilmesiyle devam etti. Daha sonra ise protokol konuşmaları gerçekleştirildi. Konuşmasına Türk Milletinin tarihinde dönüm noktası olan çok önemli bir günün yıldönümündeyiz diyerek başlayan Vali Aydın Baruş sözlerine şöyle devam etti: “Bugün, Mili İrademize saldıran şer güçlere karşı, Aziz Milletimizin, kadını ve erkeğiyle, genci ve yaşlısıyla dimdik durarak kahramanlık destanı yazdığı günün 7’inci yıldönümüdür. Bugün, menfur bir ihanetle karşılaşan büyük bir Milletin ortaya koyduğu eşsiz dirilişin günüdür. Bugün, kendisine boyun eğdirmek isteyen sömürgeci güçlere karşı dimdik durarak bağımsızlık iradesini tüm dünyaya haykıran Türk Milletinin onur ve şeref günüdür.  Bugün bir taraftan 251 kardeşimizi bir gecede kaybetmenin hüznünü tekrar yaşarken diğer taraftan dünyada eşine rastlanmaz bir direnişe şahit olmanın onur ve gururunu hep birlikte yaşıyoruz. 15 Temmuz’daki bu kutlu mücadelede, Vatan, Millet, Bayrak, İstiklal ve Demokrasi uğrunda gözlerini kırpmadan canlarını feda ederek Cenab-ı Hak nezdinde en kutlu makama erişen şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, göğsünü hainlere siper ederken yaralanan kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. O mihnetli ve karanlık gecede, pervasızca sokaklara atılarak Vatan Uğruna Destan Yazan Türkiye Yüzyılının kapılarını açan tüm kahramanlarımıza hürmetlerimi sunuyorum. Sevgili Kardeşlerim, Mukaddes bildiği değerler uğruna, vatanı, milleti, bayrağı, dini ve namusu uğruna canını feda etme anlayışı bizim hamurumuza can veren ruh oluşturmuştur. Biz yaratılmış olana kulluğu değil, ancak Allah’a kulluğu kabul eden asil bir milletiz. Bu uğurda bize güç veren şehitlik ve gazilik ruhu tarih boyunca bu milletin bağımsız ve özgür bir hayat sürmesinin teminatı olmuştur. Bir millet, kendi kaderi üzerinde karar verilen hususlarda kendini sorumlu saymaz ise o topluluğun başkalarının iradesiyle yönetilmesi mukadderdir. Mukaddes bildiği değerler uğrunda can vermek için, vatanınızı ve milletinizi içten ve pazarlıksız olarak gönülden sevmeniz gerekir. Ölümden korkanlar, kendisi ve başkalarının menfaatini düşünenlerdir. Ne olursa olsun, dünya hayatını her şeyden üstün tutanlardır. Hayatını kutsal değerler için feda edebilme anlayışına sahip olmak en büyük erdemdir.  Bu erdemi ancak ruhu ve fikri özgür olanlar taşıyabilirler. Allah’ın insana bahşettiği özgür iradeye sahip çıkmayanlar başkalarının kulu ve kölesi olmaya mahkûm yaşarlar. Aziz milletimiz tarih boyunca, başka milletlerin kulu olmaktansa,  zillet altında yaşamaktansa savaş meydanlarında ölümü tercih etmiştir. Büyük Divan Şairi Baki’nin dediği gibi; Baş eğmeziz edâniye dünyâyı dûn içünAllah’adır tevekkülümüz i’timadımız. (Şu alçak dünyanın birtakım geçici menfaatleri uğruna aşağılık kimselere boyun eğmeyiz. Bu yolda bütün tevvekülümüz, bütün güvencimiz Allah'adır. O'nun hükmüne rıza gösteririz.) 15 Temmuz 2016 tarihinde bu milletin ortaya koyduğu kahramanca mücadele bu ruhun tüm yüceliğiyle benliğimizde yer ettiğinin en açık göstergesi olmuştur. 15 Temmuz’da Aziz Milletimiz;  Sureti haktan görünerek dinimizin her kutsal değerini istismar eden, milletten topladığı yardımları menfaatleri için kullanan, başkalarının hakkını çalarak kendi elemanlarını devletin önemli kademelerine yerleştiren, Kendisine boyun eğmeyenleri yalan, iftira, şantaj gibi şeytani desiselerle küçük düşüren, insanların özel hayatını takip ederek ahlaksızca bunları afişe eden, Kendi menfaatleri tehlikeye düştüğünde devletin en gizli sırlarını dahi yabancılara teslim etmekten çekinmeyen, emniyet ve yargı içerisine yerleştirdiği sadık elemanları vasıtasıyla insanları haksızca yargılayıp mahkûm eden, Anadolu insanının binlerce yılda oluşturduğu birlik ve kardeşlik mayasını zehirlemek isteyen, Milletin Egemenliğini ve iradesini başkalarına peşkeş çekme zilletine düşecek kadar adileşen, Türk Milletinin gözbebeği olan asker üniforması giydirdiği teröristler eliyle kendi vatandaşlarının canına kast edebilecek derecede alçaklaşan, Vatandaşlarımız birbirine düşürerek Ülkemizde iç savaş ortamı çıkarmak ve bu yolla ülkemizi parçalamak amacıyla bölücü terör örgütü ile işbirliği yapan hain FETÖ terör örgütünün melun ve kanlı darbe girişimi ile karşı karşıya geldi.  Aziz Milletimizin büyük teveccühüyle seçilmiş olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın şahsında; Türkiye’nin dünya milletleri karşısındaki duruşunu hedef almak suretiyle milletimize boyun eğdirerek geleceğini vesayet altına almak isteyen, bizlere umut bağlayan mazlumların umutlarını söndürmek isteyen, Köle ruhlu bu hainlere karşı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla, Kadın erkek, genç yaşlı demeden sokaklara, caddelere, meydanlara koştu, Uçaklardan atılan bombalara, helikopterlerden açılan ateşlere, ağır silahlardan sıkılan kurşunlara göğsünü siper etti, Şehitlerimiz, gazilerimiz ve kahraman milletimiz, sömürgeci güçlere ve onların maşaları olan işbirlikçi teröristlere karşı tüm benliğiyle haykırdı. “Bizi öldürebilirsiniz ama atalarımızdan miras aldığımız özgürlük ve bağımsızlık ruhunu asla teslim alamazsınız.” “Bizlerin fani varlığına son verebilirsiniz, ancak dünyada hakkın temsilcisi olan Türkiye’ye boyun eğdiremezsiniz.” Yüreklerimize elem ve acı getiren o kapkaranlık gece, Sayın Cumhurbaşkanımızın cesur ve metanet dolu eşsiz duruşuyla, Şehitlerimizin ve Gazilerimizin fedakârlıklarıyla doğan şafakla birlikte aydınlandı.  16 Temmuz sabahı güneşi, milletimizin üzerine ümit ve müjdelerle doğdu. Saygıdeğer Ispartalılar, Büyük Türk Milleti, yaklaşık bin yıldır Anadolu topraklarında verdiği ölüm kalım mücadelesinde bu tarihi dönüm noktalarından her zaman muvaffakiyetle ve alnının yüz akıyla çıkmış bir millettir.  Bu millet, vatanına ve iradesine hayâsızca saldıranları asla bağışlamaz. Bu millet, iradesini esaret altına alarak başkalarına peşkeş çekmek isteyen işbirlikçilerini asla aklından çıkarmaz. Bu millet, kendi insanına kurşun sıkacak, bomba atacak kadar canileşmiş hainleri asla affetmez. Bu millet, sinsice kendisine kumpas kuranları asla unutmaz. Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda 30 kurşunla şehit edilen Ömer HALİSDEMİR’i unutmadık. Ankara Gölbaşı’nda Özel Harekat Daire Başkanlığı’na atılan bombalarla şehit edilen Cennet YİĞİT’i unutmadık. İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nde melun mermilerle şehit edilen Erol OLÇOK’u ve oğlu Abdullah Tayyip OLÇOK’u unutmadık. Ankara Gölbaşı’nda TÜRKSAT tesislerinde ateş kusan silahlarla vurulan Ahmet ÖZSOY’u unutmadık. Ankara Kazan’da, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi önünde darbecilerin acımasızca katlettiği Muhtar Ali ANAR’ı unutmadık. Ankara Genelkurmay Başkanlığı önünde helikopterlerden taranarak şehit edilen kardeşlerimizi unutmadık.  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin etrafında adeta koruma kalkanı kurarken havadan ateş kusan silahlarla taranan kardeşlerimizi unutmadık. Milli İradenin ve Demokrasinin Simgesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Binasını uçaklarla bombalayanları unutmadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın canına kast etme cüreti gösteren canileri unutmadık. Yurdun dört bir tarafında, işgale karşı direnirken en yüce Makama eren 251 şehidimizi ve yaralanarak acı çeken binlerce gazimizi unutmadık. 15 Temmuz ihanetini unutmadık, asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Sevgili kardeşlerim, Milletimizi birbirine düşürerek kardeşlik ruhunu yok etmek isteyen, insanlarımızın zihinlerini ve kalplerini esir alarak duygusuz, idealsiz ve başkaları tarafından güdülen kişiler haline getirmek isteyen FETÖ, Vatandaşlarımız arasına nifak sokarak vatanımızın bütünlüğüne kast eden, insanlarımıza acı vererek intikam almak ve devletimize olan güveni yok etmek isteyen PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleri,  Türkiye’nin uluslararası arenadaki hak ve adalet savunuculuğunu hazmedemeyen yabancı ve uluslararası güçler, amaçlarından vazgeçmiş değildir. Bugün de, bu terör örgütleri ve onlarla işbirliği yapanlar, her türlü desise, kumpas ve saldırılarla Milletimizin 15 Temmuz’da gösterdiği birlik ve dayanışma ruhunu örselemek, yok etmek istiyorlar. Vatandaşlarımızın zihinlerini bulandırarak, Ülkemizi istikrarsızlığa sürükleyerek bizlere boyun eğdireceklerini sanıyorlar. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de, büyük Türk Milletinin onurlu birer ferdi olarak;   Bu eşsiz ihaneti bir daha yaşamamak için uyanık olmak, Milletinden başkasına biat etmiş mankurtlara karşı çocuklarımızı ve gençlerimizi korumak, Terör örgütlerinin ve vesayetçi anlayışı benimsemiş olanların bu oyunları bozmak, Şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıklarının değerini çok iyi idrak etmek, 15 Temmuz’u daima hatırlamak ve yeni nesillerimize hatırlatmak bu ülkenin evlatları olarak hepimizin boyun borcudur.  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tekliği ve vatanımızın bölünmez bütünlüğünün kıymetini bilerek ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesi altında Birlik ve kardeşlik içerisinde tek millet olarak yaşama irademizi devam ettirmek her zaman temel şiarımız olmalıdır.  Yürekten inanıyoruz ki; Türkiye, büyük mücadeleler sonucu, uğruna binlerce vatan evladını şehit vererek elde ettiği kazanımlarını ne pahasına olursa olsun korumaya devam edecektir. Türk Milleti, bağımsızlığına kast eden dâhili ve harici her türlü girişime karşı cevabını milletiyle birlikte verecektir. Türkiye Yüzyılının Kahramanları olan şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde Türk Milleti ilelebet birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaya devam edecektir. Demokrasi ve Milli İrade Kahramanlarının fedakârlıkları sayesinde Türkiye Yüzyılı daha güçlü bir şekilde inşa edilecektir.  15 Temmuz Demokrasi Zaferi’nin Yıldönümünde,  Duamız Odur ki; Yüce Rabbimiz bir daha bu millete 15 Temmuz ihaneti gibi ihanetler yaşatmasın. Kalplerimizi şehitlerimizin ve gazilerimizin nuruyla aydınlatsın. Mukaddes değerlerimiz uğrunda can verebilme şuurunu bizlere nasip eylesin. Sözlerime burada nihayet verirken, siz değerli kardeşlerimize en derin sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.” dedi. Ardından Vali Baruş, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödüllerini takdim etti. Program şiirlerin okunması ve mini konserle devam etti. Gecede Türk Halk Müziği usta sanatçısı Esat Kabaklı’nın konseri izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. Kabaklı alanda bulunanlarla birlikte sevilen türkülerini seslendirdi. Minarelerden sela okunmasıyla demokrasi nöbetine geçen Ispartalılar sabahın ilk ışıklarına kadar 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi meydanında nöbet tutmaya devam etti. Vali Baruş alanda bulunan stantları da gezerek gece boyu demokrasi nöbetinde olan vatandaşlarla sohbet edip fotoğraf çektirdi.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı akşam düzenlenen etkinliklerle devam etti. Isparta Belediyesi önünden başlayan kortejle devam eden programa Vali Aydın Baruş, eşi Nagihan Baruş, Isparta Milletvekilleri Osman Zabun ve Hasan Basri Sönmez, Garnizon Komutanı Albay Mustafa Kahraman, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kortej ellerinde Türk bayraklarıyla Isparta Belediyesi önünden hareket ederek Isparta Valiliği önünde bulunan 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanına kadar mehteran takımı eşliğinde yürüdü.

15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanındaki etkinlik Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu konuşmanın alanda bulunanlar tarafından dinlenmesiyle başladı. Ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşımız okundu.

Program Kur’an-ı tilaveti sunulması ve dua edilmesiyle devam etti. Daha sonra ise protokol konuşmaları gerçekleştirildi.

Konuşmasına Türk Milletinin tarihinde dönüm noktası olan çok önemli bir günün yıldönümündeyiz diyerek başlayan Vali Aydın Baruş sözlerine şöyle devam etti: “Bugün, Mili İrademize saldıran şer güçlere karşı, Aziz Milletimizin, kadını ve erkeğiyle, genci ve yaşlısıyla dimdik durarak kahramanlık destanı yazdığı günün 7’inci yıldönümüdür. Bugün, menfur bir ihanetle karşılaşan büyük bir Milletin ortaya koyduğu eşsiz dirilişin günüdür. Bugün, kendisine boyun eğdirmek isteyen sömürgeci güçlere karşı dimdik durarak bağımsızlık iradesini tüm dünyaya haykıran Türk Milletinin onur ve şeref günüdür.  Bugün bir taraftan 251 kardeşimizi bir gecede kaybetmenin hüznünü tekrar yaşarken diğer taraftan dünyada eşine rastlanmaz bir direnişe şahit olmanın onur ve gururunu hep birlikte yaşıyoruz.

15 Temmuz’daki bu kutlu mücadelede, Vatan, Millet, Bayrak, İstiklal ve Demokrasi uğrunda gözlerini kırpmadan canlarını feda ederek Cenab-ı Hak nezdinde en kutlu makama erişen şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, göğsünü hainlere siper ederken yaralanan kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. O mihnetli ve karanlık gecede, pervasızca sokaklara atılarak Vatan Uğruna Destan Yazan Türkiye Yüzyılının kapılarını açan tüm kahramanlarımıza hürmetlerimi sunuyorum. Sevgili Kardeşlerim, Mukaddes bildiği değerler uğruna, vatanı, milleti, bayrağı, dini ve namusu uğruna canını feda etme anlayışı bizim hamurumuza can veren ruh oluşturmuştur. Biz yaratılmış olana kulluğu değil, ancak Allah’a kulluğu kabul eden asil bir milletiz. Bu uğurda bize güç veren şehitlik ve gazilik ruhu tarih boyunca bu milletin bağımsız ve özgür bir hayat sürmesinin teminatı olmuştur. Bir millet, kendi kaderi üzerinde karar verilen hususlarda kendini sorumlu saymaz ise o topluluğun başkalarının iradesiyle yönetilmesi mukadderdir. Mukaddes bildiği değerler uğrunda can vermek için, vatanınızı ve milletinizi içten ve pazarlıksız olarak gönülden sevmeniz gerekir. Ölümden korkanlar, kendisi ve başkalarının menfaatini düşünenlerdir. Ne olursa olsun, dünya hayatını her şeyden üstün tutanlardır. Hayatını kutsal değerler için feda edebilme anlayışına sahip olmak en büyük erdemdir.  Bu erdemi ancak ruhu ve fikri özgür olanlar taşıyabilirler. Allah’ın insana bahşettiği özgür iradeye sahip çıkmayanlar başkalarının kulu ve kölesi olmaya mahkûm yaşarlar. Aziz milletimiz tarih boyunca, başka milletlerin kulu olmaktansa,  zillet altında yaşamaktansa savaş meydanlarında ölümü tercih etmiştir. Büyük Divan Şairi Baki’nin dediği gibi; Baş eğmeziz edâniye dünyâyı dûn içünAllah’adır tevekkülümüz i’timadımız. (Şu alçak dünyanın birtakım geçici menfaatleri uğruna aşağılık kimselere boyun eğmeyiz. Bu yolda bütün tevvekülümüz, bütün güvencimiz Allah'adır. O'nun hükmüne rıza gösteririz.) 15 Temmuz 2016 tarihinde bu milletin ortaya koyduğu kahramanca mücadele bu ruhun tüm yüceliğiyle benliğimizde yer ettiğinin en açık göstergesi olmuştur. 15 Temmuz’da Aziz Milletimiz;  Sureti haktan görünerek dinimizin her kutsal değerini istismar eden, milletten topladığı yardımları menfaatleri için kullanan, başkalarının hakkını çalarak kendi elemanlarını devletin önemli kademelerine yerleştiren, Kendisine boyun eğmeyenleri yalan, iftira, şantaj gibi şeytani desiselerle küçük düşüren, insanların özel hayatını takip ederek ahlaksızca bunları afişe eden, Kendi menfaatleri tehlikeye düştüğünde devletin en gizli sırlarını dahi yabancılara teslim etmekten çekinmeyen, emniyet ve yargı içerisine yerleştirdiği sadık elemanları vasıtasıyla insanları haksızca yargılayıp mahkûm eden, Anadolu insanının binlerce yılda oluşturduğu birlik ve kardeşlik mayasını zehirlemek isteyen, Milletin Egemenliğini ve iradesini başkalarına peşkeş çekme zilletine düşecek kadar adileşen, Türk Milletinin gözbebeği olan asker üniforması giydirdiği teröristler eliyle kendi vatandaşlarının canına kast edebilecek derecede alçaklaşan, Vatandaşlarımız birbirine düşürerek Ülkemizde iç savaş ortamı çıkarmak ve bu yolla ülkemizi parçalamak amacıyla bölücü terör örgütü ile işbirliği yapan hain FETÖ terör örgütünün melun ve kanlı darbe girişimi ile karşı karşıya geldi.  Aziz Milletimizin büyük teveccühüyle seçilmiş olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın şahsında; Türkiye’nin dünya milletleri karşısındaki duruşunu hedef almak suretiyle milletimize boyun eğdirerek geleceğini vesayet altına almak isteyen, bizlere umut bağlayan mazlumların umutlarını söndürmek isteyen, Köle ruhlu bu hainlere karşı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla, Kadın erkek, genç yaşlı demeden sokaklara, caddelere, meydanlara koştu, Uçaklardan atılan bombalara, helikopterlerden açılan ateşlere, ağır silahlardan sıkılan kurşunlara göğsünü siper etti, Şehitlerimiz, gazilerimiz ve kahraman milletimiz, sömürgeci güçlere ve onların maşaları olan işbirlikçi teröristlere karşı tüm benliğiyle haykırdı. “Bizi öldürebilirsiniz ama atalarımızdan miras aldığımız özgürlük ve bağımsızlık ruhunu asla teslim alamazsınız.” “Bizlerin fani varlığına son verebilirsiniz, ancak dünyada hakkın temsilcisi olan Türkiye’ye boyun eğdiremezsiniz.” Yüreklerimize elem ve acı getiren o kapkaranlık gece, Sayın Cumhurbaşkanımızın cesur ve metanet dolu eşsiz duruşuyla, Şehitlerimizin ve Gazilerimizin fedakârlıklarıyla doğan şafakla birlikte aydınlandı.  16 Temmuz sabahı güneşi, milletimizin üzerine ümit ve müjdelerle doğdu. Saygıdeğer Ispartalılar, Büyük Türk Milleti, yaklaşık bin yıldır Anadolu topraklarında verdiği ölüm kalım mücadelesinde bu tarihi dönüm noktalarından her zaman muvaffakiyetle ve alnının yüz akıyla çıkmış bir millettir.  Bu millet, vatanına ve iradesine hayâsızca saldıranları asla bağışlamaz. Bu millet, iradesini esaret altına alarak başkalarına peşkeş çekmek isteyen işbirlikçilerini asla aklından çıkarmaz. Bu millet, kendi insanına kurşun sıkacak, bomba atacak kadar canileşmiş hainleri asla affetmez. Bu millet, sinsice kendisine kumpas kuranları asla unutmaz. Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda 30 kurşunla şehit edilen Ömer HALİSDEMİR’i unutmadık. Ankara Gölbaşı’nda Özel Harekat Daire Başkanlığı’na atılan bombalarla şehit edilen Cennet YİĞİT’i unutmadık. İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nde melun mermilerle şehit edilen Erol OLÇOK’u ve oğlu Abdullah Tayyip OLÇOK’u unutmadık. Ankara Gölbaşı’nda TÜRKSAT tesislerinde ateş kusan silahlarla vurulan Ahmet ÖZSOY’u unutmadık. Ankara Kazan’da, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi önünde darbecilerin acımasızca katlettiği Muhtar Ali ANAR’ı unutmadık. Ankara Genelkurmay Başkanlığı önünde helikopterlerden taranarak şehit edilen kardeşlerimizi unutmadık.  Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin etrafında adeta koruma kalkanı kurarken havadan ateş kusan silahlarla taranan kardeşlerimizi unutmadık. Milli İradenin ve Demokrasinin Simgesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Binasını uçaklarla bombalayanları unutmadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın canına kast etme cüreti gösteren canileri unutmadık. Yurdun dört bir tarafında, işgale karşı direnirken en yüce Makama eren 251 şehidimizi ve yaralanarak acı çeken binlerce gazimizi unutmadık. 15 Temmuz ihanetini unutmadık, asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Sevgili kardeşlerim, Milletimizi birbirine düşürerek kardeşlik ruhunu yok etmek isteyen, insanlarımızın zihinlerini ve kalplerini esir alarak duygusuz, idealsiz ve başkaları tarafından güdülen kişiler haline getirmek isteyen FETÖ, Vatandaşlarımız arasına nifak sokarak vatanımızın bütünlüğüne kast eden, insanlarımıza acı vererek intikam almak ve devletimize olan güveni yok etmek isteyen PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleri,  Türkiye’nin uluslararası arenadaki hak ve adalet savunuculuğunu hazmedemeyen yabancı ve uluslararası güçler, amaçlarından vazgeçmiş değildir. Bugün de, bu terör örgütleri ve onlarla işbirliği yapanlar, her türlü desise, kumpas ve saldırılarla Milletimizin 15 Temmuz’da gösterdiği birlik ve dayanışma ruhunu örselemek, yok etmek istiyorlar. Vatandaşlarımızın zihinlerini bulandırarak, Ülkemizi istikrarsızlığa sürükleyerek bizlere boyun eğdireceklerini sanıyorlar. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de, büyük Türk Milletinin onurlu birer ferdi olarak;   Bu eşsiz ihaneti bir daha yaşamamak için uyanık olmak, Milletinden başkasına biat etmiş mankurtlara karşı çocuklarımızı ve gençlerimizi korumak, Terör örgütlerinin ve vesayetçi anlayışı benimsemiş olanların bu oyunları bozmak, Şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıklarının değerini çok iyi idrak etmek, 15 Temmuz’u daima hatırlamak ve yeni nesillerimize hatırlatmak bu ülkenin evlatları olarak hepimizin boyun borcudur.  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tekliği ve vatanımızın bölünmez bütünlüğünün kıymetini bilerek ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesi altında Birlik ve kardeşlik içerisinde tek millet olarak yaşama irademizi devam ettirmek her zaman temel şiarımız olmalıdır.  Yürekten inanıyoruz ki; Türkiye, büyük mücadeleler sonucu, uğruna binlerce vatan evladını şehit vererek elde ettiği kazanımlarını ne pahasına olursa olsun korumaya devam edecektir. Türk Milleti, bağımsızlığına kast eden dâhili ve harici her türlü girişime karşı cevabını milletiyle birlikte verecektir. Türkiye Yüzyılının Kahramanları olan şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde Türk Milleti ilelebet birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaya devam edecektir. Demokrasi ve Milli İrade Kahramanlarının fedakârlıkları sayesinde Türkiye Yüzyılı daha güçlü bir şekilde inşa edilecektir.  15 Temmuz Demokrasi Zaferi’nin Yıldönümünde,  Duamız Odur ki; Yüce Rabbimiz bir daha bu millete 15 Temmuz ihaneti gibi ihanetler yaşatmasın. Kalplerimizi şehitlerimizin ve gazilerimizin nuruyla aydınlatsın. Mukaddes değerlerimiz uğrunda can verebilme şuurunu bizlere nasip eylesin. Sözlerime burada nihayet verirken, siz değerli kardeşlerimize en derin sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.” dedi.

Ardından Vali Baruş, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödüllerini takdim etti.

Program şiirlerin okunması ve mini konserle devam etti.

Gecede Türk Halk Müziği usta sanatçısı Esat Kabaklı’nın konseri izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. Kabaklı alanda bulunanlarla birlikte sevilen türkülerini seslendirdi.

Minarelerden sela okunmasıyla demokrasi nöbetine geçen Ispartalılar sabahın ilk ışıklarına kadar 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi meydanında nöbet tutmaya devam etti.

Vali Baruş alanda bulunan stantları da gezerek gece boyu demokrasi nöbetinde olan vatandaşlarla sohbet edip fotoğraf çektirdi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve alem32.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.